Kategori: Gezmelisin

Unutulmayacak bir balayı için hazırlık mı yapıyorsunuz? O zaman gelin yurtdışı turlarını bizimle inceleyin.

Kalbinde aşkın en güzel halini taşıyan sizler düğün hazırlıkları başladığında düğün mekânı ve gelinlik gibi önemli detaylardan sonra balayının da en güzelini yaşamalısınız. Bunun için yapacağınız araştırmalarda Türkiye sınırları içerisinde bir balayı gerçekleştirmek istemeyenlere mükemmel önerilerimiz olacaktır! Yeni hayatınızın ilk günlerine bambaşka bir coğrafya ve manzarada uyanmak için balayı turları içerisinde Maldivler turu veya Phuket turu son yılların gözde mekânlarından olmaktadır. Denizin mavisiyle yâda yeşilin her tonuyla aşkını birleştirmek isteyen çiftler bu turlar sayesinde mükemmel bir balayına imza atabilir. Diğer balayı noktaları içinse yazımızın devamında sizleri beklemekteyiz…

• Bora Bora

Pasifik Okyanusu üzerine konumlanan Bora Bora adası, balayı için muazzam bir alternatif olacaktır. Tropikal iklimi ve egzotik meyveleriyle hem midenizi hem de ruhunuzu doyuracak adada en güzel Fransız şaraplarının da tadına bakabileceksiniz. Bunun dışında sonsuz mavi bir okyanus karşısında gözlerinizin içine bakıp bir kez daha aşkınızı birbirinize duyurabilir ve asla unutamayacağınız anlar elde edebilirsiniz.

• Barcelona

Avrupa toprakları içerisinde hem tarih kokan hem de romantikliğinden ödün vermeyen şehir Barcelona’da mükemmel bir tatil yaşarken her sokak başında çalan sokak sanatçıları eşliğinde aşkınızı ettiğiniz danslarla kutlayabilirsiniz. Ayrıca 7/24 oldukça renkli bir yaşama sahip olan şehirde gece ayrı gündüz ayrı eğleneceğinize emin olabilirsiniz.

• Phuket Adası

Tayland’ın en büyük adası olma özelliğine sahip olan Phuket Adası son yıllarda balayı için en çok tercih edilen bölgelerden biridir. Tüm yıl sıcak bir iklime sahip olması tercih edilme sebepleri arasında önde gelmektedir ve kültür öğelerini de içinde taşıdığı için aranılan her şeyi içinde barındırmaktadır. Adaya vardığınız andan itibaren sizleri karşılayacak olan büyüleyici manzarasına kendinizi kaptırırken çeşitli ada turlarında şampanya eşliğinde güneşin batışında birbirine tekrar aşkınızı ilan edebilirsiniz. Balayı dışında evlenmek içinde ünlü bir coğrafya olduğunu unutmamalısınız.

• Venedik

Aşk şehri Venedik.. Gondolları ve sokak aralarının tarih kokan romantizmiyle harmanlayacağınız balayı sonunda asla dönmek istemeyeceksiniz. Dünya yüzeyinde en sihirli mekânlardan biri olan Venedik, âşıklar şehri olarak bilinmektedir. Eş olarak çıktığınız ilk tatilde böyle bir coğrafyada bulunmak oldukça iyi gelecektir.

• Aruba

Venezuele sahillerine 27 kilometre uzaklıkta bulunan Aruba bir ada ülkesidir ve tarihin geçmiş sayfalarında Hollanda Krallığı’na bağlı kalmıştır. Sonrasında turizm konusunda kendini geliştirmiş ve yumuşak iklimi içerisinde balayı için mükemmel bir coğrafya haline gelmiştir. Özellikle sualtı dünyasını merak eden ve tüplü dalış yapmak isteyenler için oldukça ideal olan Aruba, egzotik kumsallarıyla da ününü duyurmaktadır.

• İsviçre Alpleri

Balayında değişik ve ilginç bir alternatif arayanlar için doğru adres olan İsviçre Alpleri, otelleri ve dağ evleriyle oldukça ünlüdür. Yeşilin tonlarına aşık olan herkes için birbirinden güzel dağlarda yürüyüş imkanı sunan Alpler romantik yemekleriniz içinde mükemmel bir ambiyans sunacaktır. Nefes kesen manzara eşliğinde aşkınızın ilk tatilini belgeleyen fotoğraflarda çekebileceksiniz.

• Mauritius

Ciddi bir turizm noktası olan Mauritius, Hint Okyanusunda bulunmaktadır. Güneydoğudan esen rüzgârları ve tropikal iklimiyle sizleri karşılayan bölgede aşkınız için güzel ve dinlendirici bir tatile çıkabilirsiniz. Taze içkileri ile oldukça ünlü olan plajlarının yanı sıra konaklama konusunda da lüks tercihlerde bulunabileceksiniz. Deniz seven çiftler için oldukça ideal olan bölgede birçok restoran, bar ve kafe bulunmaktadır. Bunun yanı sıra sevdiklerinize bambaşka bir coğrafyadan hediye götürmek isterseniz bölgenin geleneksel ürünlerine veya dilediğiniz gibi çeşitli dükkâna rastlayabileceksiniz.

İster birbirinden muhteşem adalarında denize girin, ister tarihi mirasını ziyaret edin.

Yunanistan turu herkesin gitmek istediği ve mavinin beyazla buluşmasına şahit olunacağı tatillerin başında gelmektedir. Balkan turları yâda Yunan adaları turları her dönem sizleri mükemmel bir coğrafya ve maviyle buluşturacağı için mutlaka görmeniz gereken yerlerdir diyebiliriz. Mitolojiye konu olan Yunanistan, tarih kitaplarında da adını sıkça duyurmuş ve turistik yerleriyle göz kamaştırmaktadır. Hem yakınlığı hem fırsatlarıyla mükemmel bir alternatif olan Yunanistan tatilinde gezilecek yerleri merak ediyor yâda nereye gitsek diyorsanız yazının devamı tüm sorularınıza cevap verecek nitelikte olacaktır!

• Acropolis

Yunanistan turuna başlamadan önce Akdeniz ikliminde gezeceğinizi ve güneşin en faydalı sarısını yüzünüzde hissedeceğiniz bilmenizde yarar olacaktır. İlk durağınızsa Atina olmalıdır ki bu bölge Balkan ve Avrupa şehirlerinin karışımı olarak karşınıza çıkacaktır. Türkiye kültürü ile oldukça benzer bir yaşantıya sahip olan Atina’da Türk nüfusu fazla olduğu için gittiğinizde Türkçe konuşmalara sıkça rastlayabilirsiniz. Acropolis ismi ise şehirdeki tepelere verilen bir isimdir ve Atina Acropolisini şehrin çoğu noktasından görmeniz mümkün olacaktır. Gezinizi bu tepeleri takip ederek tamamlayabilir ve metro aktarmalarını da kullanabilirsiniz. Tabi Acropolis’e geldiğiniz zaman tiyatronun doğduğu yer alan Dionysos Tiyatrosu’nu da mutlaka görülmesi gereken yerler listenize eklemelisiniz.

• Parthenon Tapınağı

Acrapolisler içerisinde bulunan Parthenon Tapınağı tarihi süreç açısından önemli bir yere sahip olmaktadır. Tanrıça olan Athena için yapılmış olan bu tapınak Yunan sanatını merak eden misafirlere eşsiz bir güzellik sunmaktadır. Listeniz içerisinde yer alması gereken bu bölgede dönem mimarisine uygun birçok sanatsal fotoğraf da yakalayabileceksiniz.

• Plaka

Hazırladığınız yol haritasına göre şehrin içinden geçen metro hattını kullanacaksanız Sintagma durağında inmenizi tavsiye ederiz. Şehir merkezi olan Sintagma’da inerek istediğiniz çoğu yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Sintagma meydanında bulunan renkli meydan ise Plaka olarak adlandırılmaktadır ve bu çevrede birçok Yunan tavernasında keyifli saatler geçirebilirsiniz. Yunan meyhane kültürünü güzel şekilde yansıtan tavernalarda birçok Yunan mezesinin tadına da bakmış olacaksınız. Ayrıca Türk rakısına oldukça benzeyen ve yumuşak içimli olan Uzo’nun tadına da bakmalısınız! Uzo’nun yanında gelecek mezelerle Yunan yemek kültürüne dair fikir edinirken samimi Yunan halkı sizleri oldukça güzel şekilde ağırlayacaktır.

• Monastiraki Meydanı

Acropolis’i kaybetmeden ilerlediğinizde sizler için rehberinizde olmasını istediğimiz bir diğer nokta olan Monastiraki Meydanı’na ulaşmış olacaksınız. Geniş bir meydan olan bölgede Yunan pazarı içinde bulunan meyvelerin tadına mutlaka bakmalısınız. Dostlarınız içinse küçük hediyeler alabileceğiniz dükkânlarda yine bu meydanda bulunmaktadır.

• Parlamento Binası

Hemen her yurtdışı ziyaretinde mutlaka bulunan noktalardan olan Parlamento Binası’nın bir diğerini de Yunanistan’da görmeniz yararlı olacaktır. Görkemli ve ihtişamlı bir görüntüye sahip olan bina çevresinde asker değişim törenine şahit olmanızı da önermekteyiz.

• Zeus Tapınağı

Mitolojinin doğduğu topraklarda mitolojik kahramanlara yönelik birçok yapı bulunmaktadır ve bunlardan biride Zeus Tapınağıdır. Sintagma durağından ilerleyerek ulaşabileceğiniz bu yapı şehrin en ünlü tarihi yapısı olma özelliği taşımaktadır. Tapınağın yanı sıra Hadrian Heykeli de bulunmaktadır. Zeus Tapınağı’nı ziyarete geldiğinizde çevresinde bulunan diğer birçok tapınağı da ziyaret etme fırsatı yakalamış olacaksınız.
2004 yılı Olimpiyat Oyunları’nın yapıldığı bölge olan Panathenaiko Olimpik Stadyumu da görmeniz gereken diğer yapılardandır. Görkemli mimarisi ve ışıklandırmasıyla muazzam bir atmosfer oluşturan Stadyum dışında daha birçok küçük küçük yapı ve mitolojik öneme sahip bölgelere rastlayabileceksiniz. Tüm saydığımız bölgeleri gezdiğinizde Yunanistan gezinize ait birçok hatıra ile dönmüş olacaksınız ve denizin eşsiz maviliğini asla unutmayacaksınız..

İstanbul tarihler boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini orijinal şekilde bünyesinde korumayı başarmıştır.

Yılın her dönemi her coğrafyadan turist ve ziyaretçi akınına uğrayan şehirde isterseniz tarihi güzelliklere sahip olan müze ve camileri gezebilir, isterseniz de farklı dinlere ev sahipliği yaptığı için kiliselerin farklı yapısını inceleyebilirsiniz. Süleymaniye’de mistik kokuyu içinize çekip manzarayı izlerken akabinde en güzel yemeklerinde tadına bakabilirsiniz. Bunun yanı sıra boğazın derin mavisinde en güzel fotoğrafların başkahramanı da olabilirsiniz. Tarihi yapıları ile birlikte bu kadar anlam dolu olan şehirde vakit geçirdikten sonra çevresini keşfetmek istediğinizde de bambaşka bir atmosferle karşılaşacaksınız. Sizler için derlediğimiz listede İstanbul’dan günübirlik uzaklaşacak olup yemyeşil doğanın yâda denizin doyasıya tadına varacaksınız!

• Maşukiye/İstanbul

İstanbul’a oldukça yakın olan Maşukiye özellikle hafta sonu gidilebilecek mükemmel noktalardan biridir. İzmit ile Sapanca arasında kalan bölge tam anlamıyla Alabalık cenneti! Yemyeşil ağaçların gölgesinde ister sabah kahvaltıya gidebilir isterseniz de akşamüstü şık bir hafta sonu yemeği gerçekleştirebilirsiniz. Dilerseniz şelale yakınlarında bulunan restoranları da tercih edebilirsiniz.

• Memduhiye Köyü/Poyrazlar Gölü/Acarlar Longozu/Karasu

Saydığımız noktalar İstanbul’dan çıktığınızda sizlere bambaşka bir atmosferin kapısını aralayacaktır. Özellikle Acarlar Longozu keşfedilmeyi bekleyen bir coğrafya olurken yeşilliğin karşısında ruhunuzun dinlendiğini hissedeceksiniz. Sakarya sınırları içerisinde bulunan bu bölgelere özel aracınız ile ulaşmak oldukça kolay olacaktır. Ulaştığınızda ise doğal güzelliğin eşsiz manzarasından kendinizi alamayacaksınız.

• Kırkpınar/Sapanca Gölü

Sapanca Gölü kıyısında bulunan Kırkpınar sizleri birçok restoran ve kafe ile karşılayacaktır. Yeşilin bol oksijenle harmanlandığı bölgede dostlarınız veya ailenizle keyifli bir hafta sonu geçirebilir yâda günlük rutinden sıkıldığınızda kendinizi buraya atabilirsiniz. Göl keyfi yapmak için muazzam bir nokta olan Kırkpınar’da sazlıklar arasında yürüyüş yapabilir veya leziz köy kahvaltıları edebilirsiniz.

• Erikli Yaylası/Çifte Şelale/Dipsiz Göl

Adını duyduğunuzda uzak gibi gelebilir ancak Eski Hisar veya Pendik’ten hareket eden Yalova feribotları ile başlıkta belirttiğimiz 3 doğa harikasına ulaşmanız mümkün olacaktır. Birbiriyle iç içe bulunan bu 3 muazzam bölgede çayınızı yada kahvenizi doğanın size sunduklarına karşı içebilir ve ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

• Abant Gölü Ve Tabiat Parkı

Herkesin bildiği ve oldukça rağbet gören Abant Gölü’ne gittiğinizde her mevsim kartpostal gibi bir manzarayla karşılaşacaksınız. Göl kenarı ve gül ormanlarıyla kaplı bölgede ağaçların suya yansıması mükemmel kareler yakalamanızı sağlayacaktır. Kalabalıktan uzak aileniz veya sevdiğinizle keyifli bir zaman dilimini paylaşmak istiyorsanız doğru adres olan Abant Gölü çevresinde pek çok restoran ve konaklama imkanı da bulabileceksiniz. Gözünüzü yeşile ruhunuzu doğanın seslerine emanet ederek mükemmel bir tatil yada günübirlik gezi gerçekleştirmek oldukça kolay olacaktır.

• Tekirdağ/Şarköy/Uçmakdere/ Mürefte

Tekirdağ İstanbul arası bir hayli yakın olduğu için saydığımız bölgelere günübirlik ulaşmanız oldukça kolay olacaktır. Tekirdağ köftesinin tadına baktıktan sonra doğa ile iç içe birkaç saat geçirmek istiyorsanız burada oldukça mutlu olacaksınız demektir. Fiyat olarak da bütçenizi zorlamayan Uçmak Dere doğanın tüm güzelliklerini sizlere sunacaktır.

• Natürköy/Sapanca

Sapanca dendiği zaman aklınıza gelen doğa ile iç içe ağaçlar ve yeşilin huzurunu yaşarken yanına birde eşsiz kahvaltı menülerini ekleyebilirsiniz. Oksijeni bol bir ortamda gürül gürül akan şelalenin eteklerinde kahvaltı ederken oldukça keyifli zamanlar yaşayacaksınız.

• Yuvacık Barajı/Karaaslan Kamping

Yuvacık tepelerindeki baraj gölünün üzerindeki şelaleye ulaştığınızda önünüze muazzam bir manzara ve restoranlar bölgesi çıkacaktır. Burada ister kamp yapabilir isterseniz de ailenizle keyifli piknikler düzenleyebilirsiniz.

Balkan coğrafyasında yer alan Kosova 2008 yılında bağımsız şekilde varlığını sürdürmeye devam etmiş ve Karadağ, Makedonya gibi ülkelere sınır komşusu olmuştur.

Gezginler yeni yerler keşfetmek için valizlerini doldurmaya başladıklarında öncelikle vizesiz tur kapsamında nereye gidebileceklerini araştırmaktadırlar. Kosova turları vizesiz tur içerisinde tüm gezginlere mükemmel bir tatil, tadına doyulmaz doğal manzara ve tarihi güzellikler sunacak bir coğrafyadır.

Az nüfusuyla kendini günden güne daha da geliştiren ülke Avrupa ülkeleri arasında kozmopolit yapıda olma konusunda gayet başarılı bir profil çizmektedir. Birçok turistik merkezi olduğu içinde her yıl ziyaretçilerini samimi şekilde ağırlayan ülke için yola çıkmadan önce eksiksiz bir gezi rehberi oluşturmalısınız. Sizlere bu konuda yardımcı olmak için hazırladığımız rehberde gezmek istediğiniz yerler hakkında detaylı bilgiye sahip olup ona göre listenize eklemeler yapabileceksiniz.

• Visoki Decani

Deçan bölgesinde bulunan Ortodoks Hristiyan Manastırı olan Visoki Decani oldukça görkemli bir mimari yapıya sahiptir. Yıllardır Sırbistan hakimiyeti altında olan ve korunan manastır 2004 yılı itibariyle UNESCO Kültür Mirasi Listesi tarafından korunmaktadır ve Kosova gezisi kapsamında mutlaka görmeniz gereken yapılar arasına Visoki Decani Manastırını eklemelisiniz.

• Sinan Paşa Camii

1615 yılında tamamlanan cami Kosova Osmanlı hakimiyetindeyken yapılmıştır. Prizren şehrine inşa edilen cami tüm Avrupa’da en değerli eserler arasında yer almaktadır. Ülkede yaşayan Müslümanların da en değerli manevi ibadethane bölgelerinden olan Sinan Paşa Camii Kosova gezisi yapacak olanların ilk tercihleri arasında yer almaktadır.

• Cuma Camii

Sinan Paşa Camii gibi Cuma Camii de Prizren şehrinde yer almakta olup oldukça ihtişamlı ibadethaneler arasında bilinmektedir. Yeni Mahalle bölgesinde bulunan cami de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Kosova tarihi bölgeler dendiği zaman akla gelen ilk yerlerden biri olan Cuma Cami’yi geziniz sırasında mutlaka ziyaret etmelisiniz.

• Pec Patrikhanesi

Tarihi Pec kasabası yakınlarında bulunan patrikhane, Rugova Kanyonu gibi doyulmaz güzellikteki bir konumda yer almaktadır. Serbo-Byzantine mimarisi hakkında da geniş bilgiler vermekte olan patrikhane tarih ve yapısal güzelliklere meraklı olanlar için mükemmel bir gezi noktası olarak listenizde yer almalıdır.

• Gracanica Manastırı

Diğer adıyla Arnavut Manastırı, Priştine yakınlarında adını aldığı kasabada bulunmaktadır. UNESCO tarafından Tehlike Altında Dünya Mirasları listesinde yer alan görkemli yapı eski bir bazilika kalıntısı üzerine kurulmuş ve oldukça yıpranmış olmasına rağmen hala turistlerin ilgi odağı olarak ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır.

• Kosova Etnografya Müzesi

Emin Gjiku Kompleksi altında faaliyet gösteren müzede Osmanlı hâkimiyet dönemindeyken Kosova’nın yaşam tarzını anlatan bir takım eşyalar sergilenmektedir. Eski silahlar, kıyafetler, mobilyalar bulunan müze içinde ayrıca çömleklerin bulunduğu bir alanda yer almaktadır. Kosova geziniz sırasında geçmişimizin izlerini net bir şekilde görmek isterseniz mutlaka Kosova Etnografya Müzesi’ni ziyaret etmelisiniz.

• Prizren Kalesi(Kalaja Fortress)

Ortaçağ döneminde savunma kalesi olarak kullanılan yapı, Prizren’in tepelerinden birine inşa edilmiştir. Tarihi açıdan derin bir önem taşıyan kale bugün turistlerin oldukça yoğun şekilde ziyaret ettiği bölgeler arasında yer almaktadır.

• Miruşa Şelaleleri

Şelaleler topluğu olan Miruşa Şelaleleri, içerisinde pek çok kanyon ve mağara bulundurmaktadır. 12 kademeli şelalenin en yük kademesi 22 metre ve oldukça görkemli bir manzaraya sahiptir. Bölgeye vardığınızda tertemiz hava ruhunuzu okşarken gözünüz yeşilin her tonunu aynı anda görecektir.

• Rugova Kanyonu

Pec sınırları içinde bulunan kanyon Avrupa’nın en derin kanyonları arasında bilinmektedir. Bölgede bulunan buzulların erimiş olmasıyla oluşan kanyon mükemmel bir doğa harikasını ortaya çıkarmış ve turistler tarafından bölge oldukça ilgi görmektedir.

Avusturya turları dendiği zaman gezginlerin aklına gelen Viyana turları size oldukça mükemmel bir coğrafya ile tanışma fırsatı sunacaktır.

Viyana dendiği zaman gezilecek bölgeler bakımından önünüze oldukça uzun bir liste ve muazzam tarihi güzellikler çıkacaktır. Sanat galerileri, meydanlar, müzeler Viyana turları içerisinde sizleri beklerken önemli hanedanlıkları ev sahipliği yaptığı için görmeniz gereken en elzem eserlere de geziniz sırasında tanıklık edeceksiniz. Avrupa turları kapsamında Viyana ve Avusturya turları kesinlikle gitmeniz gereken destinasyonlardan sayabiliriz.

Ülke içerisinde ulaşım da oldukça basit ve ucuza mal olduğu için geziniz sırasında bir yerden başka bir yere geçişlerde asla sorun yaşamadan kusursuz coğrafyanın tamamını görebilirsiniz. Tabi yola çıkmadan evvel valiz hazırlama ve hava şartlarına önem verirken gezeceğiniz yerler konusunda da önceden bilgi sahibi olmanızda fayda olacaktır. Bu sebeple hazırlayacağınız liste hem geziniz sırasında çok iyi bir yol gösterici olurken kısıtlı zamanınızı faydalı şekilde kullanmanızı sağlayacaktır. Bizlerde saydığımız faktörleri göz önüne alarak sizlere yardımcı olmak adına başlıklar halinde Viyana’da gezilmesi gereken yerleri derleyip yazımızın devamında sizlere sunduk. Keyifli okumalar dileriz…

• Hofburg Sarayı

Listenin ilk sırasında yer alması gereken Hofburg Sarayı ilk olmasının önemini tarihte Macaristan ve Avusturya İmparatorluğuna ev sahipliği yapıp içerisinde birçok farklı kullanım amacına sahip olan bölge bulundurmasından almaktadır. İçerisinde İspanyol Binicilik Okulu, Sisi Müzesi ve Avusturya Ulusal Kütüphanesi yer alırken bahçe içerisinde bulunan Kelebekler Evi’yle de mutlaka görülmesi gereken yerler arasına adını altın harflerle yazdırmaktadır. Yüzyıllar boyu sürekli genişleyerek bugün görkemli halini alırken iç ve dış mimarisi de ziyaretçileri oldukça büyülemektedir.

• Schönbrunn Sarayı Ve Bahçeleri

Avrupa sınırları içerisinde en güzel saray unvanına sahip olan Schönbrunn Sarayı, imparatorluk için yazlık bir saray kullanımı adına yaptırılmıştır. Sürekli dikkat edilerek doğal yapısı korunan saray bugün Viyana içerisinde turistlere kapısını açarken içinde bulunan çeşmeler, sarayın görkemli ağaçları ve patikalar da görenleri oldukça büyülemektedir. Yüzyıllar boyu yaşayan bir sarayın zengin iç yapısını görmek isteyenler için mükemmel bir nokta olacak olan sarayda ayrıca birbirinden farklı yapıda birçok heykelde yer almaktadır. Labirent, Neptün Çeşmesi ve Gloriette adı verilen sütunlar da özellikle saray içinde görülmesi gereken yapılardır.

• Aziz Stefan Katedrali(Stephansdom)

Viyana dendiği zaman sembol haline gelmiş olan Aziz Stefan Katedrali şehrin tam ortası yani kalbinde yer almaktadır. 12.yüzyılda yapılan yapı dönem içerisinde gotik tarzda sonraları ise Rönesans mimarisine göre düzenlenmiş olup son olarak bugünkü şeklini almış ve dev bir yapı olarak turistlerin karşısına çıkmaktadır. İçerisinde dolu dolu bir gün geçirecek olup Çinli Çatı, Devler Kapısı ve Singer Yapısı olarak adlandırılan bölgeleri gördüğünüzde hayran kalacağınıza emin olabilirsiniz.

• Karl Kilisesi(Karlskirche)

İmparator Karl tarafından yaptırılan bu kilise iç mimari ve dışarıdan görülen ihtişamıyla mükemmel kelimesinin tam olarak hakkını vermektedir. Kilise içerisinde bulunan iki önemli sütun cesaret ve sadakati temsil ederken içeride bulunan heykellerde kilise içerisini daha da zengin bir hale getirmektedir.

• Graben Caddesi Ve Veba Sütunu

Az önce bahsettiğimiz Aziz Stefan Katedraline oldukça yakın olan Graben Caddesi şehirde en işlek ve ünlü caddedir. Cadde üzerinde birçok hediyelik eşya dükkânı ve çeşitli mağazalar bulunurken caddenin en önemli kısmı Veba Sütunudur. Veba Salgını için Leopold tarafından adanmış olan sütun görüp görebileceğiniz mükemmel anıtlardan biri olma özelliğini taşımaktadır. Mükemmel bir anıt ve işlek caddenin yanı sıra bölge geceleri de oldukça hareketlidir. Çeşitli kafe ve restoranlar bölgede bulunduğu için mükemmel sesler eşliğinde akşam yürüyüşlerini cadde üzerinde gerçekleştirebilirsiniz.

Çek Cumhuriyeti’ne başkentlik yapan şehir fotoğraf meraklılarını ve doğa severleri oldukça mutlu ederken sanatla yoğrulmuş bir coğrafya olduğu için tarih severlerinde oldukça yüzünü güldürmektedir.

Prag turları, gezilecek bölgeler açısından Orta Avrupa coğrafyasının en mükemmel şehirlerinden birini tanıma fırsatı sunmaktadır. Prag gezilecek bölgeler bakımından tüm turist ve gezginlere kapılarını ardına kadar açarken şehir içerisinde ulaşımda bir hayli kolay şekilde gerçekleşmektedir. Birbirinden farklı binalar, tarihi müze ve sanat lokasyonları farklı coğrafyalardan gelen turistlere mükemmel bir deneyim yaşatmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra sevimli ve şirin Prag, Orta Avrupa’nın romantik şehri olarak da adlandırılmaktadır. Zedelenip değişikliğe uğramamış olan tarihi dokusunu asla bozmayan şehrin içindeki müzeler zaman içinde yolculuk yapmak isteyenlere unutamayacakları hatıralarla geri dönmelerini sağlayacaktır. Gezi için süreniz az dahi olsa emin olun ki bu coğrafya içerisinde aradığınız, görmeyi hedeflediğiniz ve adını duyup içinizde merak uyandıran her bölgeyi görebileceksiniz. Bizlerde gezi rehberinizi doğru şekilde hazırlayıp zamandan tasarruf etmeniz adına sizlere yardımcı olacak olup aşağıda listelediğimiz başlıklarla bölgeler hakkında detaylı fikir sahibi olmanızı sağlayacağız.

Eski Şehir Meydanı
Gezilecek yerler listesi için kalemi kâğıdı elinize aldığınızda ilk olarak Eski Şehir Meydanı’nı notlarınız arasına eklemenizde fayda olacaktır. Prag’ın belki de her dönem en çok ilgi gören bölgesi olan meydan tarihin Orta Çağ sayfalarında Pazar bölgesi olarak kullanılmıştır. Meydana geldiğinizde görmeniz gereken önemli noktalar ise Kinsky Sarayı, Aziz Niklaus Kilisesi, Tyn Kilisesi, Jan Hus Anıtı olacaktır. Saydığımız yapılar 27 liderin idamına tanıklık etmiş bölgeler ve yapılar olup tarihin seyri açısından oldukça önem arz etmektedir.
Astronomik Saat Ve Eski Belediye Sarayı
1338 yılında inşa edilen Eski Belediye Sarayı, Kadife Devriminin merkezinde yer almış bir bölgedir. Gotik ve Romanesk tarzlar özellikle bodrum katında kendini gösterirken son restorasyon çalışmalarıyla bugünkü halini almıştır. İçinde yer alan Çıkma Pencereli Şapeli ve Eski Meclis Salonu gibi bölümler oldukça dikkat çekerken en ilgi çeken kısmı ise Astronomik Saat olmaktadır. Saatin özelliğiyse saat başında ortaya çıkmakta olan figürün dans ederek turistleri ve yerli halkı etrafında toplamasıdır.

Prag Kalesi
Prag Kalesi içinde ofisler, bahçeler, tarihi saraylar bulunduran bir yapıdır ve bu kadar çok şeyi bir arada bulundurmasının sebebi de 45 hektarlık bir alan içerisinde inşa edilmiş olmasıdır. Gezi notlarınız arasına mutlaka eklemeniz gereken kale, 9.yüzyılda inşa edilmiş olup dünyanın en büyük kaleleri arasında yer almaktadır. Tarihte yönetim merkezi olarak kullanılan kale tüm güzelliklerinin yanı sıra tarihi açıdan Eski Kraliyet Sarayı, Altın Yol ve Beyaz Kuleyi barındırmasıyla da mutlaka görülmeyi hak etmektedir.

Aziz Vitus Katedrali
Ülke yönetimi sırasında değişimler yaşanırken taç törenlerine ev sahipliği yapmış olan katedral 600 yılda tamamlanış bir yapıdır. Barok, Neo-gotik ve Rönesans izleriyle inşa edilmiş olan katedral içerisinde bulunan Soylu Frederick Uçuşu ve Aziz Vaclac Şapeli olarak bilinen panolarda turistler tarafından oldukça beğenilmektedir.

Charles Köprüsü(Karl Köprüsü)
516 metre uzunluğunda olan köprü Eski Kent istikametinden kaleye ulaşmak için kullanılmaktadır. Köprü içerisinde barındırdığı birçok mimari detay ve ihtişamı sebebiyle gezginlerin oldukça rağbet gösterdikleri bir turizm noktası haline gelmiştir. Listenizde mutlaka olması ve anılarınız arasına yerleşmesi gereken Charles Köprüsü tarihi açıdan da önemli bir yere sahip olmakla beraber her iki tarafında bulunan kuleleriyle dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra yol boyunca 30 adet kusursuz heykelde yine köprü geziniz sırasında sizleri karşılayacak önemli yapılar arasında olacaktır.

Gezilmesi yerler açısından Venedik farklı ve sürprizlerle dolu bir şehir olurken yemekleri ve turistik noktalarıyla ünlenmiş İtalya içerisinde en mükemmel noktayı ziyaret etmek içinde yola çıkmış olacaksınız.

İtalya turları romantizmi doruklarda yaşamayı ve dönemin önemli mimari eserlerini görmeyi hedefleyen gezginlerin tercihi olurken İtalya turu içerisinde yer alan Venedik turları ile bambaşka diyarlarda mükemmel bir manzara ve ilginç hikayelerle kültürünüze daha da zenginlik kazandırabilirsiniz.

Genelde dostlarınızdan veya yakın akrabalarınızdan Venedik hakkında duyduğunuz önemli yerleri, eserleri ve bölgeleri gezme fırsatı yakalayacak olup tarihi bakımdan içinde barındırdığı eserleri de büyülenmiş bir şekilde izleyeceksiniz. Farklı karnavallara ev sahipliği yapan bu romantik şehir, görüp görebileceğiniz en mükemmel atmosfere sahip olmakla beraber kanal ulaşımıyla hayatınızdaki en güzel deneyimleri yaşamanızı sağlayacaktır.

San Marco Meydanı(Piazza San Marco)
Dini ve siyasi konuların merkez noktasında bulunan bu meydan Venedik yaşantısının en hızlı aktığı bölge olmaktadır. Sosyal hayat cıvıl cıvıl bir şekilde meydanın sokaklarında canlılığını sürdürürken yıl içerisinde gerçekleşen kültürel faaliyetlerle de yerel ve gezgin halkı bir araya toplamaktadır. San Marco Bazilikası ve Correr Arkeoloji Müzesi meydanda başlıca görülmesi gereken yerler olurken dinlenmeniz için oldukça ünlü olan Caffe Florian gibi restoranlar da mutlaka ilginizi çekecektir. Fakat meydanla ilgili önemli bir ayrıntı var ki oda su seviyesinin dönemsel olarak yükselmesi sebebiyle Mart ve Ekim aylarında bazen ziyarete kapatılmasıdır. Bu konuyu dikkate alarak seyahat planınızı oluşturursanız eminiz ki gezdiğiniz meydan ve yapılardan oldukça keyif alacaksınız.

Dükler Sarayı(Palazzo Ducale)
Venedik Cumhuriyeti sırasında yönetim merkezi olarak faaliyet gösteren Dükler Sarayı, Dünyanın merkezindeki yapı olarak bilinmekte olup görkemini bu şekilde ifade etmektedir. Bir dönem genişletme faaliyetleri ile daha da devasa bir hal alan yapının mimarisinde Gotik işlemeleri görmeniz mümkün olacaktır.

Büyük Kanal(Canal Grande)
Büyük Kanal Venedik’in tarihi bölge olarak adlandırdığı yeri S harfi gibi çizerek ilerleyen bir doğal güzellik olarak karşınıza çıkacaktır. Tabi su trafiği ve farklı manzaralara sahne olurken çevresinde de Santa Lucia Tren Garı gibi mükemmel tarihi yapılarda bulunmaktadır.

Rialto Köprüsü
Venedik her bölgesi tabloyu andıran mükemmel bir manzaraya sahip olmakta ve bunlardan birisi de Rialto Köprüsü şeklinde karşınıza çıkmaktadır. Az önce bahsettiğimiz Büyük Kanal’ın üzerinde yer alan köprü, fotoğraf tutkunlarına mükemmel bir manzara sunmaktadır. Büyük Kanal’ın tam olarak fotoğrafını çekip anı ölümsüzleştirmek isteyenler mutlaka bölgeyi ziyaret etmelidir.

Aziz Mark’ın Çan Kulesi(Campanile di San Marco)
99 metre yüksekliğinde görkemli bir görünüme sahip olan Çan Kulesi, çeşitli yangın ve diğer sebepler yüzünden sürekli yeniden inşa edilmek zorunda kalmıştır. 1902 yılına gelindiğinde tamamen çöken kule sonrasında orijinal yapısına uygun şekilde yeniden yapılmıştır. Kule üzerinde bulunan 5 çan ise farklı anlamlar ifade edip turistlerin oldukça yoğun olarak ziyaret ettiği bölgeler arasında bulunmaktadır.

Ahlar Köprüsü( Ponte dei sospiri)
Beyaz kalker taşından yapılmış olan köprü, oldukça hoş bir görüntüye sahip olarak sizi karşılayacaktır. İsminin farklı ve alışılmışın dışında olmasının sebebiyse rivayete göre bir mahkûmun köprü üzerinde durup iç geçirdiği için bu ismi aldığı söylenmektedir. Tabi bölgeye vardığınızda rehberlerden efsanenin aslını ve diğer rivayetleri de dinlemeniz mümkün olacaktır.

Murano Adası
Murano Adası, turistik açıdan oldukça popüler bir noktadır. Bunun sebebiyse dar sokakların mükemmel manzarası ve rengarenk evlerdir. Ayrıca cam işçiliği bu bölgede oldukça yoğun şekilde gerçekleştiği için cam müzesini de mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Yunanistan’ın Doğu Trakya’sında kalan Kavala, cennetten bir parçayı andıran sahili ile gezginlerini karşılamaktadır. Tarih içerisinde birden fazla medeniyete ev sahipliği yaptığı içinde kültür çeşitliliği açısından zengin bir coğrafyaya sahip olmaktadır.

Yunanistan turu her dönem birçok gezginin deniz ve doğa açısından tercih ettiği bir bölgedir. Kavala turları ise Yunanistan içinde yapacağınız en mükemmel gezilerden biri olacaktır.

Kavala gezisine çıktığınızda kenti tam anlamıyla tanımak ve keşfetmek isterseniz gezinizi mutlaka yürüyerek gerçekleştirmelisiniz. Gezi çantası ile çıkacağınız gezi yürüyüşünde kenarlarda kalmış ve görülmeyi bekleyen o kadar muazzam yapılar keşfedeceksiniz ki bölgeyi asla bırakmak istemeyeceksiniz. Yürümeyi tavsiye etmemizin bir sebebi minik güzellikler olduğu gibi diğeri de bölgenin konumundan dolayı arabayla gezmenin vakit kaybı olmasıdır. Eğer illa ulaşım aracı kullanmak isterseniz turistik treni tercih edebilirsiniz. Bu tür detaylardan sonra sizler için hazırladığımız Kavala gezi başlıklarına geçip gezi rehberinizi daha da renklendirmenizi umut ediyoruz..

Kavala Arkeoloji Müzesi
1934 yılında kurulup faaliyete geçen müze geçmiş yıllardan kalma birçok eseri sizlere sergilemektedir. Özellikle Neolitik döneme kadar uzanan yapılar müze içerisinde oldukça dikkat çekmektedir.

İmaret
Osmanlı döneminde kalma yapılar arasında en önemlilerinden biri olan İmaret, Osmanlı zamanı içerisinde hayır işleri yâda dini faaliyetler için kullanılmıştır. Ancak bu görkemli yapı günümüzde otel olarak işletilmekte olup maalesef ziyarete kapatılmıştır. Bunun içinde yapının ancak dışarıdan görüntüsünü ölümsüzleştirip karşısında yer alan tür evlerini ziyaret etme imkânı yakalayabilirsiniz.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Evi
Makedon mimarisi dendiği zaman en başarılı örneklerden biri olarak akıllara gelen yapı geniş bir bahçeye sahiptir. Bugün müze olarak turistlere kapısını ardına kadar açan yapının bahçesinde yer alan Bronz Atlı Heykelse oldukça ilgiyle ziyaret edilmektedir.

Tütün Müzesi
Girişlerin ücretsiz olduğu Tütün Müzesi’nde, kent içerisinde endüstri ve geçim kapısı olarak faaliyet gösteren tütün ürüne dönüştürülmüştür. Trakya ve Doğu Makedonya’nın sosyal yapısını net bir şekilde yansıtan yapı içerisinde geniş bir koleksiyonda bulunmaktadır. Tütün dışında müze içerisinde döneme ait çizimli haritaları ve sürekli yayınları da görebileceksiniz.

Kavala Kalesi
Eski Şehir bölgesine ait bir tepe üzerinde bulunan kale ziyaretçilerine sunduğu unutulmaz manzara sayesinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yerini almaktadır. Köklü bir tarih ve Osmanlı’nın iyileştirme çalışmaları ile ayakta kalmış olan kalenin içerisinde müzik, tiyatro ve dans etkinlikleri de düzenlenmektedir.

Su Kalesi
Akrapolis’i savunmak ve su aktarımı yapılması için inşa edilen kale günümüzdeki halini Kanuni zamanında almıştır. İçinde 60 kemer 4 farklı ölçü ile yer alırken fotoğraf çekmek isteyen turistler içinde oldukça mükemmel bir yapı olma özelliği taşımaktadır.

Aziz Nikola Kilisesi
Eski Şehir bölgesine eğer deniz kıyısından gelmek isterseniz karşınıza ilk olarak Aziz Nikola Kilisesi çıkacaktır. Başta cami olarak inşa edilmesi istenen sonrasında ise Ortodoks Kilisesine dönüştürülmüş olan yapı en son olarak boyu kısalmış ve çan kulesi haline getirilmiş bir şekilde karşınıza çıkacaktır. Ayrıca Osmanlı mimarisinin derin izlerini de üzerinde taşıyan bir yapı olma özelliğine sahiptir.

Eski Şehir(Panagia)
Kavala bölgesinin doğusunda kalan Eski Şehir gezi rehberinizdeki yapıların hemen hepsini içerisinde bulundurmaktadır. Bu sebepten dolayı da konaklama alanınızı Eski Şehir bölgesi içinden seçerek Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürüyüp tarihin kokusunu içinize çekebilirsiniz. Tabi geziniz sırasında sayamadığımız kadar çok tarihi yapıyı inceleme fırsatı yakalarken bölgede bulunan mükemmel restoranlar sayesinde yerel lezzetleri de tatma fırsatı yakalamış olacaksınız.

Hem yaz hem de kış aylarında ziyaret edebileceğiniz ülke her mevsim dinamik yapısı ve canlılığını koruyarak karşınıza çıkacaktır.

Balkan turları içerisinden hangi bölgede gezmek istediğinizi seçerken Karadağ turları size mükemmel bir coğrafyanın kapısını aralama fırsatı sunacaktır. Bir tarafta yeşilin en güzel renkleri adeta tablo misali karşınıza çıkacakken diğer tarafta da birçok tarihi müze, heykel, yapı ve dini bölgeyle tanışma fırsatı bulacaksınız. Eşiniz veya arkadaşlarınızla farklı bir coğrafyada aynı mutluluğu yaşamak isterken herkesin zevkleri farklı olabileceği için Karadağ turları gezi grubunuz içinde herkese hitap edecek bölgeler sunacaktır.

Geziniz sırasında inceden duyduğunuz ve oldukça merak ettiğiniz bölgelere rahatça ulaşma fırsatı yakalayacak olup eğer tarihini denk getirirseniz asla unutamayacağınız bir müzik festivaline de şahit olabileceksiniz. Saydığımız güzellikler için tura çıkmadan önceyse mutlaka gezi rehberi ve ülkenin ulaşımını anlatan bir harita ise mutlaka yanınızda olmalıdır. Sizler haritaları çantanıza koyarken bizde sizin için gezi rehberi hakkında önceden bir araştırma yapıp notlarınız arasına kaydetmek birçok şehir ve bölge için derin araştırmalarımızı sizlere yansıttı. İyi okumalar dileriz!

• Biograd Gölü

Bjelasica dağı üzerinde bulunan Biograd Gölü, doğanın tüm renklerini görmek isteyenlere güzelliklerinin tamamını sunmaktadır. Özellikle sonbahar ayında pastel tonların hakim olduğu göl çevresi rüya gibi bir tablo ile karşılaşmanızı sağlayacaktır. Sonbahar ve ilkbahar aylarında ziyaret edilmesi tavsiye edilmektedir olup bunun sebebiyse kışın soğuktan yazınsa sıcaktan dağa çıkmasının oldukça zor olmasıdır.

• Crno Gölü

Yukarıda bahsettiğimiz Biograd Gölü gibi Crno Gölü de dağ eteklerinde yer almakta olup eğer isterseniz yazın bile dağ üzerindeki karları görmeniz mümkün olacaktır. Doğaseverler her iki bölgede de mükemmel manzaraları ölümsüzleştirip ruhlarını dinlendirmektedirler.

• Sveti Stefan Adası

Karadağ dendiği zaman belki de en ünlü ve turistik bölge olarak akıllara gelen Sveti Stefan Adası, görüntüsüyle bu ünü oldukça hak eden bir bölgedir. Dünya üzerinde en göz alıcı bölgeler listesinde yer almış olan bu ada listenizde mutlaka üst sıralarda yer alması gereken bölgelerdendir.

• Mogren Plajı

Karadağ’ın Budva şehrinde yer alan plaj şehrin size sunacağı güzelliklerden yalnızca bir tanesidir. Mogren Plajı’nı bu kadar kusursuz kılan en önemli noktası ise şehrin içinde yer almasına rağmen oldukça sessiz ve ıssız bir atmosfere sahip olmasıdır. Plaj iki bölümden oluşurken plaj mavi bayrağa da sahip olmaktadır. Yazın Karadağ tatilinde denize girmek isteyenler için Mogren Plajı, denizi ve kumuyla mükemmel bir dinlenme noktası olarak karşınıza çıkacaktır. Budva turları için bu adresten bilgi alabilirsiniz: https://www.sehrikeyif.com/budva-turu

• Cetinje

Karadağ tatiliniz içerisinde doğal güzellikleri gördüğünüz kadar kültürel yapıya yakından bakmak isterseniz Cetinje şehri sizlere tarihin sayfalarını sonuna kadar açacaktır. Şehir içerisinde tarihin belli dönemlerinden kalma birçok eser sergilenirken eğer isterseniz dini kilise ve belli ücret karşılığında geri kalan tüm müzeleri de gezebileceksiniz.

• Ostrog Manastırı

Sümela Manastırını andıran bu yapı merkez sayılan bir noktada yer almaktadır. Budva veya Kotor şehirlerinden 3 saatte ulaşılabilen manastır dağın tepesinde bulunmakta ve bu sebeple çıkılması biraz zaman almaktadır. Bu yüzden manastıra yavaş yavaş tüm doğal güzellikleri inceleyerek çıkmanız mümkün olacaktır.

• Kotor Kalesi

Az önce bahsettiğimiz Budva şehri gibi Karadağ gezisi sırasında Kotor’u da mutlaka gezip görmelisiniz. Şehir içerisinde yer alan Kotor Kalesi ise meşakkatli çıkış yolunun sonucunda size asla unutamayacağınız bir manzara sunacaktır. Göreceğiniz şehrin silüeti aklınıza kazınırken Kotor’da daha birçok tarihi yapı sizleri karşılayacak ve bölgeye hayran olmanızı sağlayacaktır.

Gemlik’in tarihi 12. Yy’da kadar dayanmaktadır. Özellikle Selçuklu zamanında bölge çok gelişmiştir. Gemi yapımı ön planda olmuştur. Gelişimini Osmanlı Devleti zamanında da sürdüren Gemlik küçük bir köyden kasaba haline gelmiş bölgede camiiler, medreseler, vakıflar yükselmeye başlamıştır ilçesi gerek nüfusu gerekse eskişehir escort bayan ilçenin yüzölçümü bakımında Muş’un en büyük ilçesidir. İlçenin etrafı nehirlerle çevrilidir. Güneyinde Haçlı Gölü kuzeyinde Murat Nehri yer alan Bulanık ilçesinde toplam nüfus 83.000 kişi civarında olmaktadır. İlçenin nüfusunun etnik yapısını Kürtler ve Türkler oluşturmaktadır. Bulanık nehirler ve ırmaklar arasında kalan bir ova ilçesi olduğundan toprakları oldukça verimlidir. Bu yüzden birçok bitki, sebze ve meyve Bulanık ilçesinde yetiştirilmektedir. Özellikle Muş ovasında yetiştirilen Özgü Lale ve gelincikler bölgede yetiştirilen önemli bitkilerdendir. Bununla beraber bir mutfak için gerekli bursa escort bayan olan birçok sebze ve tahıl ürünleri Muş ovasının değerli ve kaliteli topraklarında yetiştirilir.  İlçede eğitime verilen önem oldukça dikkat çekmektedir. Muş ilinin diğer ilçelerine göre okuma yazma oranının en fazla olduğu ilçesi Bulanık’tır. Bu durumu ilçede bulunan 4 lise, 20 ilk ve izmir escort bayan orta okul ve özel eğitim kurumlarının olmasıyla açıklayabiliriz. İlçede okumak yazmak kadar müzik ve sanat eğitimine de büyük önem verilmiş. TRT korosu her yıl düzenli olarak ilçeye gelmekte ve dinletiler yapmaktadır. Ayrıca ilçede çok sayıda Halk tiyatro etkinliği ve her yıl düzenli olarak Kültür Sanat Festivali düzenlenmektedir. İlçe ekonomisi büyük oranda ticarete dayanmaktadır. İlçede bulunan küçük fabrikalar ilçe halkına iş kapısı açmaktadır. Bu fabrikalar süt ve süt ürünleri, tekstil ve tarım ürünlerinin işlenmesi ve üretilmesi işlemi gerçekleştirilmektedir. İlçe halkı için önemli geçim kaynaklarından bir tanesi de arıcılıktır. İlçede birçok escort bayan akarsuyun ve nehrin bulunması sayesinde balıkçılıkta ilçe ekonomisi için önemli bir noktada yer almaktadır.             Ulaşım olarak karayolu kullanılmakta olan Bulanık’ta kışın kar yağdığında yüksek kesimlerle ulaşım kızaklar sayesinde sağlanmaktadır. İlçenin yüksek bir kesimde olmasından ve ikliminin sert olmasından dolayı kışlar sert geçmektedir. Bu da kış turizmi sevenlerin, özellikle de kayak yapmak isteyen birçok turistin kış aylarında ilçeye gelmesini aydın escort bayan sağlamaktadır. Ayrıca her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kültür Sanat Festivali sayesinde ilçe nüfusu bu festival zamanında oldukça artmakta ve bu durumda ilçe ekonomisini olumlu etkilemektedir. Ordu’nun Akkuş ilçesi 632 kilometre kare bir alana sahiptir. İlçenin kuzeyinde Ünye, güneyinde Tokat yer almaktadır. Akkuş topraklarının tarihi oldukça eski zamanlara dayanır. Akkuş topraklarında Tibaren ve Khalip kavimleri, Pontus krallığı, Danişmentliler ve 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed zamanında Osmanlı imparatorluğuna bağlanmış ve Türk topraklarına katılımı bu sayede olmuştur. 1954 yılına kadar Karakuş olan ilçenin adı Adnan Menderes tarafından masaj salonu Akkuş olarak değiştirilmiştir. Önceleri Samsun iline bağlı olan Akkuş ilçesi Ordu’nun il olmasıyla beraber 1921’de Ordu’ya bağlandı.  İlçe 5 belde, 34 köy ve 6 mahalleden oluşmaktadır. 2015 yılı nüfus sayımlarına göre ilçe nüfusu 25.000 civarındadır. İlçe her ne kadar Ordu’ya bağlı olsa da ilçe içinde yaşanan kültür tamamen Tokat yöresi kültürüyle örtüşmektedir. Halk oyunları, mutfak seçimi, yemekleri, giyim kuşamı, Tokat kebabı ve mısır ekmeğiyle ilçede tam bir Tokat kültürü yaşanmaktadır.