Kategoriler
Gezmelisin

İSKANDİNAVYA’NIN EN GÜZEL ÜLKELERİNDEN NORVEÇ’İ BİRAZ TANIYORUZ

Kuzey ışıklarının masalsı görüntüsüne hayranlık duyacağınız, sokaklarını bisikletle keşfedebileceğiniz ve muhteşem doğal güzelliklerini seyre doyamayacağınız Norveç gezilmesi gereken yerler arasında il sıralardadır.

Türkiye’den İskandinavya turları konusundaki ilgiyi görmemek mümkün değil çünkü bu bölgeyi kapsayan birbirinden güzel ülkeleri görebilmek mümkün. Norveç turları bu anlamda en çok tercih edilen turlar arasında gösterilebilir. Bu nedenle de Avrupa turları denildiğinde aklımıza ilk olarak gelen Norveç ile ilgili gezebileceğiniz birbirinden güzel şehirleri sizinle paylaşmak istedik. Norveç’te harika bir doğal güzellik söz konusu bu nedenle de ülkeye giderken yanınızda ya çok iyi bir kamera ya da fotoğraf makinası götürmeniz gerekiyor.

Norveç’i kendine has bir hale dönüştüren özelliklerinden birisinin araba ya da bir bisikletle keşfe çıkabiliyor olmanızdır dolayısıyla bu doğa mucizesi olan bölgeyi daha yakından tanımış olacaksınız. Kuzey ışıkları gördüğünüzde sizi büyüleyecek güzelliğe sahip.

Norveç’in çok zengin bir kültürü ve köklü bir tarihi var bu yüzden de gelen misafirler yaşam tarzından oldukça etkileniyor. Binalar ve köyleriyle Norveç sizi etkileyecek. Şunu iddia ediyorum ki bir gün yolunuz düşerse aşağıda belirteceğimiz yerleri gezin hayran kalacaksınız.

ALESUND

Alesund Norveç’in batısında yer alıyor. Ve Alp dağlarına açılan bir kapı konumunda. Burası 1904 yılındaki yangın sonrasında yok olmuş daha sonrasında da yeniden Norveç usulü mimariyle inşa edilmiştir. Alesund ziyaretinizde Fjellstua dağına mutlaka yürüyerek çıkmalısınız çünkü çıkarken ki göreceğiniz manzara sizi büyüleyecek.

TROMSO

Tromso belki de siz bu şehri Türk takımlarından birisiyle yapmış olduğu maçtan dolayı bilirsiniz ancak burası Norveç’in kuzeyinde bulunan en büyük şehridir. Tromso’da 18. YY’dan kalma ahşap evler var. Evlerin etrafını çevreleyen doğa ise başka bir güzel. Şehrin büyük bir bölümü Tromsova adası üzerinde konumlandırılmış ve bu nedenle de buraya gelen misafirlerin müzeleri ve huş ağacı ormanlarını gezdiklerini görüyoruz. Tromsonun özelliği dünya üzerinde Kuzey ışıklarının en güzel şekilde izlendiği tek yer.

TRONDHEİM

Trondheim’ de herkes için ilgi çekecek olan özel yerlerin olduğunu söyleyebiliriz. Burası Norveç’in 3. Büyük şehridir. Şehir 997 yılında kurulmuş ve bir zamanlar Vikinglere de başkentli yapmıştır. Norveç’in tarihini merak edenler öğrenmek için öncelikli olarak Trondheim hakkında bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Hatta buraya geldiğiniz de Nidaros katedrali’ni mutlaka görmelisiniz mükemmel bir kültür mirası olarak biliniyor.

JOTUNHEİMEN MİLLİ PARKI

Norveç’ te en büyük milli parklardan birisi ve ülkedeki güney merkezi bölgesinde yer alan bir park olma özelliğine sahip. Norveç’in en büyük akarsuyu Vettisfossen’ de milli park içerisinde yer alıyor. Buraya geldiğiniz de dağın içerisindeki konaklama merkezlerinde kalabilirsiniz. Trekking için mükemmel bir yer diyebiliriz.

SVALBARD

Svalbard bir takımadasıdır. Ve burası 1920 yılından beri Norveç’in yönetiminde bulunuyor. Nüfusu yaklaşık olarak 3000 civarında ve dünyanın en kuzeyinde bulunan yerleşim yeri olarak tanımlanır. Svalbard’da bugün insan eli değmemiş olan buzullar vardır. Filmlerde gördüğünüz kutup ayıları ve kutup tilkilerinin yer aldığı vahşi bir doğaya sahiptir.

OSLO

Oslo için söyleyebileceğimiz ilk şey Norveç’in başkenti olmasıdır. Burası modern ve kendine özgüveni olan bir şehir. Oslo birbirinden güzel parklardan ve yeşil alanlardan oluşuyor. Oslo soğuk bir memleket bu nedenle de buraya gitmek için yazın en bunaltıcı zamanını tercih etmeniz sizin içinde farklılık yaratacaktır. Oslo’ da 50 tane müze bulunuyor ve bunları istediğiniz gibi gezebiliyorsunuz. Ayrıca şehirde 150’ye yakın tarihi bina var.

STAVANGER

Stavanger Güneybatı’ da yer alıyor ve plajlarıyla ünlü bir şehirdir. Yazın gittiğiniz de kendinizi eğlenmiş hissedeceksiniz. Şehir limanında ise yazın cruise gemilerinin demirlemiş olduğunu görebiliyorsunuz.

Kategoriler
Gezmelisin

KOSOVA’YA GİDERSENİZ BU DESTİNASYONLARA MUTLAKA GÖZ ATMALISINIZ

En az Türk halkı kadar misafirperver olan Kosova asla yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer.

Kosova’da gezilecek yerler konulu bu makalemize başlarken Kosova turları hakkında da detaylı bilgilere yer vermek istedik. Bilindiği üzere vizesiz turlar kapsamında en çok tercih edilen balkan turları burasıdır. Kosova’ya gittiğiniz zaman kendi kültürünüzden de bir parça bulabileceğiniz için yabancılık çekmezsiniz bu anlamda değerlendirmek gerekirse gidebileceğiniz en güzel ülkelerinden bir tanesi diyebilirim. Kosova’ya genel olarak bakacak olursak Doğu Avrupa’nın en yeni ülkelerinden bir tanesi olarak bilinir. Geçtiğimiz yıllarda Sırp zulmünün etkilerinin sürdüğü ülkede müdahale sonrasında da artık daha iyi bir hayat standardı oluşturulmaya başlanmıştır. Kosova’da yaklaşık olarak iki milyon insan yaşıyor. Başkenti ise Piriştina’dır. Burasının ülkenin en gözde olduğu yerlerin başında diyebiliriz.

Kosova’da ülkenin ikinci güzel şehri olarak Prizren bilinmektedir. Buranın bizim için güzel olan tarafı ülkede çok sayıda türkün yaşıyor olmasıdır. Kosova bir Avrupa ülkesi olmamasına karşın para birimi olarak Euro’yu tercih etmiştir. Gezilecek yerleri incelemeden önce de buna dikkat etmeniz gerektiğini söyleyebiliriz. Kosova’ da ulaşımda gezmek kadar kolaydır. Üsküp ile Priştina arası yaklaşık olarak iki saat kadar sürüyor. Ancak girişte gümrük kontrolü yapıldığından dolayı biraz insana zaman kaybettiriyor. Ülkedeki yollara baktığımız da tek şeritli olarak görüyoruz bu da yoğun bir trafik yaşanması için bir neden olarak biliniyor. Ülkedeki araçlara baktığımız da eski modelleri daha fazla görebiliyorsunuz zira ülke henüz daha yeni yeni toparlanma aşamasında diyebiliriz. Ülkedeki tuhaf olan şeyin ise her kişiye bir araç düşüyor olması bu nedenle de şehirlerin her noktasında araba yıkama istasyonlarını görmeniz mümkün olacaktır.

Bizim ülkemizde araçların idare ve kontrolü için trafik ışıkları olmazsa olmazdır ve neredeyse her sokakta dahi trafik ışıklarını görebiliyoruz. Ancak Kosova için bunu söylemek pek mümkün olmayacaktır çünkü trafik ışıkları bir hayli az. Ancak bu durumu bizde tahmin edebilirsiniz yayalarla otomobillerin birbirine girmesine neden olacaktır. Ancak Kosova’ da bu hiçbir zaman mümkün değildir. Orada araçlar ile yayalar arasında müthiş bir saygı var.
Kosova’ da şehir içindeki ulaşımın taksi ve otobüslerle yapıldığını söyleyebiliriz bu nedenle de ülkede çok fazla taksi var. Priştina da taksi sayısı çok fazla olmasına karşın araçların fiyatlarının da bizim ülkemizden daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeninin Euro’dan kaynaklandığı da bilinmektedir.

Kosova’ya gittiğiniz zaman ne yemeniz gerektiğini merak ediyorsanız en meşhur yemeklerinin kebap olduğunu söyleyebiliriz. Bizim ülkemizde onların yediği kebabı bizler İnegöl köftesi olarak biliyoruz. Kosova’da alınması en uygun olan şeyin et olduğunu söyleyebiliriz.

Kosova Prizren için kendinizi evinizde hissedeceğiniz şehirlerden bir tanesi diyebilirim çünkü burada yaşayan Türkler sayesinde kendinizi evinizdeymiş gibi hissedeceksiniz. Hatta işin daha güzel yanı burada Türk olmayan insanların da Türkçe bildiklerini söylemek mümkün.

Tatil alternatiflerini değerlendirebilmek bir yıl boyunca yaşamış olduğunuz yorgunluğunda üzerinizden atılması anlamına gelecektir. Yoğun çalıştınız ve artık güzel bir tatile ihtiyacınız var ve nereye gitmeliyim dediğiniz anda Kosova sizin için ideal bir seçenek olabilecektir. Hem yurtdışı bir tatil seçeneğinizi kullanmış oluyorsunuz hem de başka bir ülkede olmanıza karşın kendinizi evinizdeymiş gibi hissediyorsunuz.  Kosova’da Osmanlının izlerine rasylayabilmek mümkün yemeklerimizden tutun da konuştuğumuz dile varıncaya kadar pek çok ortak özelliğe sahibiz bu da bizi kendi memleketimizde hissetmemizde yardımcı olabiliyor.

Kosova henüz yeni savaştan çıkmış olan bir ülke olarak gerçekten de güzel ve gelişmiş olan bir şehirdir

Kategoriler
Gezmelisin

BELGRAD’DA GEZİLECEK YERLERİ ÖĞRENİYORUZ

Belgrad’a giden insanların ortak kullandıkları kelimelerin başında burada ben yaşayabilirim olacaktır. Bu anlamda doğası ve macerası ile insana huzur veriyor. Yeşil parklar, kulüpler, barlar ve restoranlar kısacası bir şehirde görmek istediğiniz ne varsa hepsinin ayrıntıları burada yer alıyor.

Bu makalemizde sizlere Avrupa’nın en eski başkentlerinden biri olan Belgrad turları hakkında bilgilendirmek istedim. Biliyoruz ki ülkemizden en çok tercih edilen tur seçenekleri arasında vizesiz turları yer alıyor. Bu anlamda değerlendirecek olacak olursak Balkan turu seçeneklerinin ön plana çıkmış olduğunu görebiliriz. Belgrad için söylenecek söz her saatte insanların sokakta olabilecekleri ve şenliklerin düzenlendiği enerjisi yüksek olan bir şehir. Sırbistan’ın başkenti olan şehir Tuna ve Sava nehirlerinin birleşmiş olduğu noktada kurulmuş. Sırpçadaki anlamı ise beyaz şehirdir. Şehirdeyken kendinizi ferah ve aydınlık hissediyorsunuz burası için söylenecek tek kelimenin huzur veren bir şehir demek yerinde olacaktır.

İsterseniz buradan sonra Belgrad’ da gezilecek yerler konusunda birkaç öneriyi sizinle paylaşalım.

Republic Square
Diğer ismiyle Cumhuriyet Meydanı, burası için şehrin en ünlü yerlerinden biri diyebiliriz üstelik Knez Mihailova caddesine yakın olduğundan Belgrad’ a ilk gittiğinizde başlamanız gereken nokta. Meydana geldiğiniz zaman sizi at üzerinde güneye doğru yönelmiş olan Presn Mihailo Ovrenovic heykeli ile karşılanıyorsunuz. Heykelin yapılış tarihi 1ı82 yılı bu nedenle tarihi bir anısının olduğunu söyleyebilirim

Knez Mihailova Caddesi
Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi cadde şehrin tam merkezinde yer alıyor. Bu nedenle de günün pek çok saatinde canlılığını koruyor. Burası için denilecek tek şey Belgrad’ın istiklal caddesi.  Cadde bir çok insanın buluşma noktası hatta listelere baktığınız da Doğu Avrupa’nın en güzel yaya caddesi olarak biliniyor. Caddeyi güzel yapan özelliklerinin başında kafeler ve restoranların bulunması. İnsanlar buralara gelerek vakitlerini güzel bir şekilde geçirebiliyorlar.

Kalemegdan

Belgrad gerçekten de Sırbistan tarihini her haliyle insanın gözlerinin önüne serebiliyor. İnsanı büyüleyen parklara sahip olmasının yanı sıra şehrin pek çok noktasında tarihinde kalıntılarını görebiliyorsunuz. Kalemegdan şehrin gezilebilecek bölgelerinin başında geliyor. İsterseniz sevdiklerinizle yürüyüşler yapabilir ve yeşil alanları değerlendirebilirsiniz. Belgrad’ın bizim için önemli olan özelliklerinden birisi Osmanlı zamanın da İstanbul ile birlikte 100 bin nüfusu aşan ikinci büyük şehir olma özelliğine sahip. O dönemlerde Kalemegdan Belgrad’ın tam kalbiydi.

Savamala
Savamala yani Sava mahallesi Sava nehrinin kenarında olduğundan dolayı bu isim verilmiştir. Kalemegdan ve Kosancicev Venac arasında uzar. Burası için Belgrad’ın son dönemlerdeki yükselen değerlerinden birisi demek yerinde olacaktır.  Savamala bir başka açıdan güzelliklerle dolu geçtiğimiz yüzyılda burası seçkinlerin konaklamış olduğu yerlerin başında geliyordu. Ancak zamanla bu özelliğini de kaybetmeye başlamıştı. Son dönemde yapılan girişimler neticesinde ise yeniden restore edilmeye başlandı ve tekrar eski güzelliğini koruma noktasında önemli adımlar atılmış oldu.

Nova Grad
Nova Grad düz bir arazi üzerine kurulmuş olan bölgedir ve burada yüksek katlı binaları ve iş merkezlerini örebiliyorsunuz. Alışveriş merkezi gezmek isteyenlerinde görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Sava nehrine paralel olan bir yürüyüş caddesinin bulunması burada keyifli saatler geçirmenize neden olacaktır.

Dünyada gidebileceğiniz pek çok yer olabilir ancak balkan turları arasında son dönemlerde en çok ilgi görenin de Sırbistan turları olduğunu biliyoruz. İnsanlar buraya giderken vize istenmemesinden de memnun bu sayede buna harcanacak zamana tatillerini de uzatabiliyorlar.

 

Bir de unutmadan söyleyelim: Belgrad’ a ve civarına geldiğinizde yanınızda resim çekmek için fotoğraf makinası bulundurmayı da unutmayın. Dünyanın bu coğrafyasında karşılaşacağınız sanatsal ve tarihi yerlerde, kendi objektifinizden çekeceğiniz muhteşem resim ve videoları sosyal medyada dostlarınızla paylaşmaktan keyif duyacak, ya da bir projeksiyon cihazı ile sevdiklerinize muhteşem görsel şölenler hazırlayacaksınız.

Kategoriler
Gezmelisin

ROMANYA’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Tarihi güzelliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de binlerce turisti cezbeden Romanya, günden güne hızla büyüyen turistik destinasyonlardan biridir.

Avrupa turları kapsamında gidebileceğiniz sayısız ülke var. Ancak bu aslında birazda sizin gitmek istediğiniz yerle alakalı bir durumdur. Yani bazı insanlar vizesiz turları tercih ederken bazılarının vakti çok olduğundan dolayı neredeyse dünyanın ta öbür ucuna gitmeyi bile göze almıştır. Ancak ülkemizden yurt dışı gidişlere baktığımız zaman belli bir odaklanmanın olduğunu da görebiliyoruz. İnsanlar çok uzaklara gitmektense daha yakınlarda olmayı ve zamanı yolculukla değil de gittiği ülkede geçirmeyi tercih ediyor. Evet, bura da aslında söylenecek söz zevklerin kişilere göre değişebileceğidir. Bizde burada hareketle yola çıktık ve sizlere Romanya turları hakkında bilgi vermek istedik. Ülkeye ilk kez gidenlerdenseniz mutlaka görmeniz gereken birbirinden güzel, ilginç ve renkli yerler olduğunu söyleyebiliriz.

Bizler Romanya denildiği zaman ilk aklımıza gelen şey karanlık kaleler ve vampir filmleri oluyor çünkü bu konuda Romanya’da çekilmiş birbirinden şahane filmler var. Örneğin Transilvanya, kont Drakula gibi filmler. Romanya’yı ilgi odağı haline getiren de dağları. Çünkü ülkede sayısız dağ manzarası bulunuyor. İsterseniz sözü daha fazla uzatmadan Romanya’da gezilecek yerler listesine bir göz atalım.

WOODEN CHURCHES OF MARAMURES
Romanya halkı bir dönem kiliselerin taştan yapılmasına itiraz etmişti bu nedenle de yöneticiler kiliselerin ahşap olarak yapılmasına başladılar. Yaklaşık olarak 200 yıl boyunca kiliseler ahşap olacak şekilde inşa edilmişti.  Bu süre içerisinde 300 ahşap kilise inşa edilmiş ancak bugün geldiğimiz noktada bu kiliselerden yaklaşık olarak 100 tanesi ayakta kalmayı başarmıştır. Bu zarif kiliseleri gezebilmeniz için mükemmel bir yer.

VASER VALLEY FORESTRY RAİLWAY
Sanıyorum pek çoğunuz buharlı trenlerle karla kaplı dağlar arasından geçmeyi hayal ettiniz en azından filmlerde gördünüz. İşte Karpat dağları sizi bu amacınıza ulaştırabiliyor. Trende romantizmi sevenler için güzel bir alternatif olabilir. Eskiden bu yol ormanlardan ağaçları getirmek için kullanılıyormuş.  Şu an ise turistlerin ilgisini çeken bir güzergâh olarak kullanılıyor.

TUNA DELTASI
Romanya dediğiniz zaman doğa güzelliklerini gözünüzün önünde canlandırmanız gerekiyor. Eğer ki sizde bir doğa aşığı iseniz o zaman Tuna Deltasını mutlaka görmeniz gerekiyor. Size tavsiyemiz buraya gelirken yanınızda dürbün bulundurmanız çünkü aynı zamanda vahşi doğayı da burada görebilme ihtimaliniz var.

POİANA BRASOV
Romanya denildiği zaman karları da es geçmemek gerekiyor. Karlarla kaplı dağlar ve kayak merkezler. Buraya dünyanın pek çok noktasından kayakçılar geliyor. Karpat dağlarında bulunan kayak merkezi 25 km uzunlukta

CORVİN CASTLE
Romanya yukarıda da belirttiğimiz gibi kaleleriyle ünlü. Corcin Castle kalesi de Romanya’nın ortaçağdan bu yana yapılmış ola en heybetli kalelerinden bir tanesidir. Kale için 15. Yüzyıldan kalma tanımlaması yapılabilir.

SUCEVİTA MONASTERY
Mimari güzelliklerle dolu Romanya’dan görmeniz gereken yerlerden bir tanesi de Sucevita Manastırı. Manastır gotik ve Bizans tarzının bir karışımı manastırın içine girdiğiniz de 1600’lü yıllardan kalma boyalı resimleri bulabiliyorsunuz.

SALİNA TURDA
Dünyanın çok az bölgesinde tuz madeni vardır. Salina Turda bir tuz madeni ancak 1932 yılında durdurulmuş. Bugün bilim kurgu filmleri de burada çekiliyor.

BİERTAN FORTİFİED CHURCH
Biertan Fortified kilisesi ilk başlarda Macar halkı için inşa edilmişti. Çünkü o dönem bölge Macaristan’a aitti. O dönemde Osmanlıların akınlarına karşı koyulmak için yeni bir kale inşa edilmesi gerekiyordu ancak halk kale yapmak yerine kiliseyi daha güçlü bir hale getirmeyi tercih etti bu nedenle de günümüzde Romanya’daki en büyük kiliselerden bir tanesi olarak bilinir.

Kategoriler
Gezmelisin

MAKEDONYA’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Makedonya dünyanın en küçük ülkelerinden bir tanesi 700 bin nüfusa sahip. Dünyada bazı ülkeler var ki bu ülkelere hiç gitmemiş olsanız bile gittiğiniz de kendinizi farklı hissedeceksiniz. Bazı ülkeler var ki ilk kez gittiğiniz de oranın sizi çektiğini ve burada kalmak istediğinizi anlarsınız.

İşte Makedonya bu ülkelerden bir tanesi. Makedonya’yı biz Türkler için önemli yapan şey tarihi dokusu ve kültürel zenginliğidir. Makedonya turuna katılmak istiyorsanız kendinizi çok keyifli hissedeceksiniz diyebilirim.

İnsanların Avrupa turlarına çıkmak istemesinin pek çok nedeni olabilir. Bazıları hiç gitmedikleri bölgeleri görmek, farklı kültürleri tanımak ve yoğun çalışma hayatının yükünü birazcık da olsa üzerinden atmak. İşte yurtdışı turları arasında en çok ilgi gören ise vizesiz turlar. Çünkü bu turlar insanları uğraştırmadan planlamalarını yapmalarını sağlıyor. Bu makalemde ise siz değerli takipçilerimiz için Makedonya’da gidebileceğiniz yerler listesine değinmek istedik.  Genel bir tanımlama yapacak olursak şu şekilde değerlendirebiliriz. Makedonya Balkan yarımadasında Güneyinde Yunanistan ve doğusunda ise Bulgaristan bulunuyor. Batısına baktığımız zaman Arnavutluk var. Makedonya için güzel ve mutlaka görülmesi gereken bakir bir ülke konumunda diyebiliriz. Aşağıda Makedonya’da gidebileceğiniz yerler yer alıyor.

Üsküp

Üsküp Makedonya’nın başkentidir. Şehir Vardar nehrinin kıyısında kurulmuş ve burayı gezebilmeniz için size bir gün yeterli olacak. Üsküp tarihine baktığımız da Osmanlının eserlerini görebiliyorsunuz.  Şehrin merkezinde çok sayıda heykel yer alıyor. Makedonya turuna başlangıç noktası olarak Üsküp seçilebilir. Kentin simgesi olarak taş köprü var. Burası beş yüz yıldan fazla bir süre boyunca Osmanlının egemenliği altında kalmış. Üsküp’e geldiğiniz de Üsküp kalesine gitmenizi öneriyorum.

Ohrid

Balkanlarda en güzel şehir neresidir derseniz Ohrid’i size örnek olarak gösterebilirim. Buraya giden insanların yeniden görmek istemeleri de şehrin güzelliğinden kaynaklanıyor. Ohrid için Makedonya’nın gözbebeği konumunda diyebiliriz. Dünya’da bazı yerler vardır ki insana huzur verir. İnsan kendini o şehirdeyken adeta yeniden doğmuş hisseder. İşte Ohrid bu tarz ülkelerden bir tanesi ve şehirde gidip görebileceğiniz çok fazla yer var. Ohrid Makedonya’ da turistik yerlerin başında gösteriliyor.

Struga

Struga için bir sanat şehri diyebiliriz. Şehirde düzenlenen şiir festivalleri ve sanat geceleri bir başka güzellik katıyor.

Bitola

Makedonya’nın ikinci en büyük şehirlerinden bir tanesi. Şehrin kültürlü yapısı gittiğiniz zaman direk olarak kendisini ele veriyor. Şehir büyük diye anlattık ancak aslında şehrin genel yapısına baktığınız zaman bir kasaba görüntüsünde. Şehrin Türkçe ismi manastır. Bitola şehirleşmeden oldukça uzak bir yer dolayısıyla burada gezerken kendinizi sakin ve şirin bir kasabada dolaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Üstelik buranın önemli bir yönü de bir zamanlar Türk dizilerine ev sahipliği yapması.  Burası aslında Makedonya’nın diğer şehirlerine baktığınız zaman çok daha fazla gelişmiş olduğunu görüyorsunuz bunun nedeni ise Osmanlı ordusunun merkezi olmasından kaynaklanıyor. Manastır yani Bitola Atatürk’ün 1896 yılında Askeri liseyi okumak için gelmiş olduğu bir şehir bu nedenle bizim içinde önemli bir yere sahiptir.

Tetova

Tetova Osmanlı dönemi sırasında balkanların en önemli şehirlerinden bir tanesiydi. Şu an ise makedonya’nın en büyük üçüncü şehri konumunda. Tetova’nın nüfus yoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyor. Şehir pena nehri kenarına kurulmuş durumda. Şehir içerisinde dini yapılarında sayısının çok olduğunu söyleyebiliriz.

Mavrovo

Mavrovo, başkente 1,5 saat uzaklıkta bulunuyor ve burası son dönemlerde ülkemizden oldukça fazla oranda ziyaretçi ağırlıyor. Mavrovo kayak severlerinde uğrak bir yeri. Kış mevsiminde kar altında olan şehir bir hayli güzelliklerle dolu.

Kategoriler
Gezmelisin

İSKANDİNAVYA’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Unutulmayacak bir tatil düşünüyorsanız birbirinden muhteşem ülkeleri bu yazımızda sizler için derledim.

Yurtdışı turları yapmayı seven insanlar arasındaysanız o zaman size tatil için alternatif olarak İskandinavya turundan bahsedebilirim. Eğer ki amacınız Avrupa turları arasında İsveç, Norveç ve Danimarka’nın da bulunduğu ülkelerden birine gitmek varsa o zaman bu tur sizin için doğru tercih olabilir. Yazımızın devamında sizlere öneri olarak Stockholm’den tutunda Oslo’ya kadar kısa tanımlamalarda bulunmak istedik.

Stockholm

Stockholm bilindiği üzere İsveç’in başkentidir. Konum olarak ise Malaren gölünün Baltık Denizine dökülmüş olduğu noktada yer almaktadır. Stockholm bir anlamda Kuzey bölgesinin Venedik’i olarak bilinir. Şehrin doğa harikası olan bir yapıya sahip olması burayı eşsiz bir başkent haline dönüştürmüştür. Şehirde parklar ve yeşil alanların çok olması sakinlik isteyen tatilciler için ideal bir tercihtir. Şehirde adacıklar, kayalar ve takım adaları güzellikleri ön plana çıkaran ayrıntılar arasındadır. Stockholm’ e geldiğiniz zaman Belediye Sarayından tutun da Kraliyet tiyatrosuna varıncaya kadar pek çok noktayı gezebilirsiniz. Şehrin içerisinde ünlü bir halk parkı olarak bilinen Sergel’s bulunuyor ve meydanı ise kentin önemli noktasındadır. Şehri farklı kılan başka bir ayrıntı ise zengin olan lezzetleridir. Eğer ki yemek yemeyi seviyorsanız farklı kültürlere ait mutfakları burada bulabilirsiniz.
Bergen

Bergen ise Norveç’in güneybatı kıyısında yer alıyor. Bergen’de gezerken kendinizi çok özgür ve mutlu hissedeceksiniz. Rengarenk ahşap evler sizi çok fazla büyüleyecek. Şehrin dağ manzarası ise görülmeye değer. Kiliseler, müzeler ve kendine has ayrı bir güzelliği bulunuyor. Bergen’ e geldiğiniz de ilk görmeniz gereken yer olarak sizlere Akvaryumu önermek istiyorum. Bunun yanı sıra limanda kurulmuş olan çiçek ve balık pazarı mutlaka görülmeye değer.  Bergen’ e geldiğiniz zaman görmeniz gereken bazı bölgeler var ve Gudvangen ise bunlardan bir tanesi. 2 saatlik bir feribot turunun ardından Flam’ı ziyaret edebilirsiniz. Flam’da muhteşem bir manzara var ve gezerken adeta büyüleneceksiniz. Hatta geziniz sırasında güzel bir kare ile ölümsüz hale getirebilirsiniz. Norveç’ e geldiğiniz zaman mutlaka balık yemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü burada yediğiniz balıktan sonra dünyanın neresinde yerseniz yiyin aynı tadı alamazsınız. Norveç’te yemek kültürü içerisinde geyik eti’ de önemli bir rol oynar.

Oslo

Norveç’in başkentidir ve ülkenin en büyük şehri olma özelliğine sahiptir. Dünyada en pahalı şehirler sıralamasında yukarılarda olan Oslo geniş ormanları ve de adaları sayesinde dünyanın önde gelen şehirleri arasında gösterilmiştir.  Oslo’da doğ başka türlü hareket eder. Panoramik bir körfez manzarasını da burada bulabilirsiniz. Şehir yalnızca doğaseverlerin değil aynı zamanda kültür ve sanat severlerinde ilgisini çekmiştir. Şehirde çok sayıda müze bulunuyor.  Oslo’ya geldiğiniz zaman görmeniz gereken yerler arasında Vigeland Park, parlemento binası ve belediye sarayı vardır.  Eğlencenin bitmesini istiyorsanız önemli merkezlerden birisi olan luna parkı da ziyaret edebilirsiniz. Parkın içinde 33 eğlence makinası ve 74 oyun alanı bulunuyor. Bunun yanı sıra çocuklarınızla gitmek isterseniz restoranlar ve spor alanları bulunuyor.
Kopenhag

Danimarka bilindiği üzere İskandinav ülkeleri arasında en küçük olanıdır. Danimarka krallığı toplamda 406 adadan oluşuyor. Ancak bu adalardan yaklaşık olarak 78 tanesinde yaşam sürdürülüyor.  Kopenhag limanları ve parklarıyla bilinir bunun yanı sıra kanal turları da ilgi çeken özellikleri arasındadır. Kopenhag’ a geldiğiniz de nereleri görmem gerekiyor derseniz Tivoli bahçelerini görebilirsiniz. Bunun dışında ise Parlemento binası ve belediye sarayını gezebilirsiniz. Kopenhag’da yemek anlamında da damak tadınıza göre lezzetler bulabilmeniz mümkün. Ülkenin kendine özgü olan çok sayıda yemeği var.

Kategoriler
Gezmelisin

BULGARİSTAN’DA GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Her mevsim gidilebilecek yerlerin başında gelen Bulgaristan, kışın kayak merkezi, yaz döneminde açılan bir çok plaj ve gece hayatıyla hem yerel halkın hem de turistlerin cazibe merkezi olmuştur.

Türkiye’ye en yakın ülkelerden birisi olması dolayısıyla Bulgaristan turları her zaman ilgi görmüştür. Balkan devletlerinden birisi olmasından dolayı bulunduğu bölge olarak değerli bir konumdadır. Avrupa turları arasında ülkemizden gidişlerde her zaman tercih nedeni olmuştur. Ülkenin 7.5 milyona yakın nüfusu vardır. Makedonya, Sırbistan ve Yunanistan’a komşudur.  Bu yazımızda siz değerli takipçilerimiz için Bulgaristan’da gezilecek yerler listesine ağırlık vermek istedik. Günün birinde yurtdışı turları arasında bir gelgit yaşarsanız Bulgaristan’ ı da listenize ekleyebilirsiniz.
RİLA MANASTIRI

Bu manevi yapı Bulgaristan’ın en görkemli ve de şöhreti bol olan bir Ortodoks manastırıdır. Manastır deniz seviyesinden 1.147 metre yüksekte bulunuyor. 876-946 yılları arasında inşa edildiği biliniyor. Rila manastırına yıl içerisinde yaklaşık olarak 1 milyon turist ziyarette bulunuyor. Burası UNESCO tarafından 1983 yılında dünya mirası listesine alınmıştır.

ALEKSANDR NEVSKİ KATEDRALİ

Nevski Katedrali Sofya sınırları içerisinde bulunuyor. Katedralin yapısına bakarsanız Neo-Bizans mimarisini barındırıyor. Burası aynı zamanda Bulgar Ortodoks kilisesi olarak hizmet veriyor. Kutsal yapının başlaması 1882 yılındadır ancak tarihi yapı tam 30 yıl boyunca tamamlanmayı beklemiş nihayet 1912 yılına gelindiğinde tamamlanarak insanların kullanımına açılmıştır. Özelliği ise halen aktif olarak hizmet veriyor olması. Katedral 3170 metrekarelik bir alan içerisinde ve Balkanlardaki en devasa yapı denilebilir.

RUS KİLİSESİ​

Bulgaristan Sofya’nın tam merkezinde yer alan bir Ortodoks kilisesi. Buranın bizim için önemi ise Osmanlı egemenliğine son vermiş olan Ruslar tarafından Saray Camii sitesinde inşa edilmiş olmasıdır. Yapının başlama tarihi 1907’dir anca bitimi 1914 yılına kadar sürmüştür. Yapının dikkati çekmesinin nedeni 5 kubbesi olması ve kubbelerde altın kaplamalıdır. Kilisenin dış görüntüsü oldukça şaşaalıdır. Renkli çinilerle çevrilmiştir.
AZİZ GEORGE KİLİSESİ​

Aziz George Kilisesi bir anlamda erken Hristiyanlık mimarisini gözler önüne sermiş. Kırmızı tuğlalardan yapılan bir kilise ve Romalılar tarafından inşa edilmiştir. Burası bir dönem Sofya imparatorları tarafından da ikamet adresi olarak kullanılmış. Osmanlı devletinin buradaki hakimiyeti sırasında bir dönem cami olarak da kullanılmıştır. Tarih ve kültür bakımından da önemli bir yere sahiptir

AZİZ SOFYA KİLİSESİ​

Bulgaristan’ın en eski kiliselerinden bir tanesi. Yaklaşık olarak 6. Yüzyılda inşa edilmiş ve o dönemden bu zamana kadar da ayakta durmayı başarmıştır. Hatta yapılış zamanını anlatmak için Ayasofya ile aynı tarihlerde demek yerinde olacaktır.  Aziz Sofya kilisesi Bulgaristan’a gelenlerin uğrak yeridir. Geldiğiniz zaman mutlaka burayı görmeniz gerekiyor. 12. Yüzyılda kilisenin freksleri yıkılarak yerine minareler eklenmiş ve cami olarak kullanılmış.
KARA CAMİİ

Kara cami 16. Yüzyılda Mimar Sinan tarafından tasarlanmış ve 1538 yılında inşa edilmiş. Caminin ilk isimleri arasında Koca Mehmet Paşa Camii, İmaret Camii vardır. Günümüzde Kara camii adını almasının nedeni ise caminin yapımında kullanılan kara kayalardan olmasıdır. 1903 yılında cami kiliseye çevrilmiş. Cami hakkında yapılan bir betimlemede şu ifadeler kullanılmıştır. Balkanların en gözde mabetlerinden biri ve sırrını vaktin çözemediği bir mimarlık mucizesi.
BANYABAŞI CAMİİ

Banyabaşı camii Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Cami Mimar Sinan tarafından tasarlanmış ve 1566 yılında inşaat haline getirilmiştir. Avrupa’da bilinen en eski tarihi Osmanlı camilerden bir tanesidir. Yüksek bir minaresi vardır ve yayvan kubbeye sahiptir. Bulgaristan’ a tatil için geldiğiniz zaman bu camiyi gezmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Sofya’nın merkezinde olmasından dolayı da merkezi bir noktada ve ulaşım oldukça kolay. Keyifli bir gezi olacağından eminim.

Kategoriler
Gezmelisin

İSVİÇRE’DE GEZİLECEK YERLER LİSTESİ

Resmi adıyla tanımlayacak olursak İsviçre Konfederasyonu batı Avrupa’da denize kıyısı bulunmayan bir yer. Genel anlamda bakacak olursak Avrupa’da halkın refah seviyesi yüksek olan en iyi ülkelerinden bir tanesi.

İsviçre denildiğinde akla ilk olarak Alpler geliyor dolayısıyla burasının doğa harikası bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Mükemmel bir coğrafya ’ya sahip bu nedenle de İsviçre turları yılın her mevsiminde tercih nedeni olabilecektir. Avrupa turları arasında en fazla tercih edilen olarak da bilinen ülkenin % 10’unu buzullar ve göller oluşturuyor. Bu anlamda uçaklı İsviçre turlarından herhangi birine katılarak bu eşsiz manzaraya şahit olabilirsiniz.
Yurtdışı turları arasında gidilebilecek pek çok ülke olabilir ancak İsviçre kesinlikle muhteşem bir otoyol ağına ve de şehir ulaşımında artık zirve yapmış bir noktada.
ZÜRİH 

Zürih Avrupa’da en temiz şehir hangisi denildiğinde parmakla gösterilebilecek olan şehirlerden birisi. Şehrin yüzölçümüne baktığınız zaman çok büyük olmasa bile dünya ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Burası için paranın başkenti demek doğru olacaktır. Dünyada bazı şehirler vardır ki oralarda yaşam standartları bir hayli yüksektir. Bu anlamda Zürih hedef gösterilebilecek ülkelerin başında geliyor.

BASEL 

İsviçre’de üç büyük şehirlerden bir tanesi. Ren nehrinin kenarında kurulmuş olan şehir coğrafi açıdan da oldukça güzel bir noktada. Şehir çok uzun yıllar boyunca ulaşımın merkezi olarak bilinmiş ve sakinliğini de her zaman korumuştur. Basel’i iki şekilde düşünebilirsiniz çünkü nehrin her iki kıyısında da kurulmuştur. Şehrin tarihi bir dokusu vardır. Şunu diyebiliriz ki mücevher değerinde bir şehir.
CENEVRE 

Cenevre’yi sözleşmelerden çok duymuşsunuzdur. Bugün ülkemizde de Cenevre sözleşmesinden çok fazla söz edilmektedir. İsviçre’nin 2. Büyük şehridir. Cenevre için dünya üzerinde en pahalı şehirleri sıralayın derseniz 10. Olarak yazılabilir. Burası yılın her mevsiminde karla kaplı olarak bilinir. Gürültüden uzak ve sakin bir hayat istiyorsanız tercih edebilirsiniz. Şehrin yarıdan fazla nüfusunu yabancılar oluşturuyor. Bu nedenle de kültür bakımından bir hayli çeşitlilik vardır.
BERN

Bern dünya kültür mirası listesine girmiş şehirlerarasında ve koruma altına alınmıştır. Bern için dünyada yaşanılabilecek en güzel şehirleri sayın deseler ilk sıralarda sayılabilir. Kültür ve tarihe merakınız varsa sizi ziyadesiyle memnun edebilecektir. Şehirde ortaçağ kalıntıları bir hayli fazla. Üstelik burada Einstein’ın evini de görebilme şansına sahipsiniz. Şehirde gezerken tarihi çeşmeler ve tuğladan yapılmış olan evler size göz ziyafeti sağlayacak. 
LOZAN
İsviçre geneli itibariyle dingin bir ülke ancak Lozan gerçekten de sakinlik ve huzur arayanların adresi olarak bilinir. Burası için zenginler şehri tanımlaması da yapılır. Lozan’da üniversiteler ve sanat iç içedir. Şehrin içerisinde yeşil bahçeler öne çıkar. Lozanın farklı bir özelliği ise Şaraplarıyla ünlü olmasıdır. Notre Dame Katedrali gittiğinizde görülmeye değerdir.

LUZERN
Luzern şehri adını kenarındaki gölden alıyor. Şehrin orta çağdan kalmış olduğu biliniyor. Bu nedenle de tarihi bir dokuya sahiptir. Luzern’de çok sayıda konser ve sergi alanı vardır. Şehirde çok eski dönemlerden bugüne kadar uzanmış olan güzel yapıtlar yer alıyor. Luzern Alp dağlarına çıkmak isteyenlerin karşısına çıkıyor bu nedenle de turistik bir merkez denilebilir.

ST. MORİTZ
Dünyada en ünlü ve güzel kayak merkezleri nerededir derseniz St. Moritz’i size gösterebiliriz. Coğrafi konumu sayesinde de yılın her mevsiminde karla kaplı ve kayak yapmak için çok sayıda turisti çekebiliyor. Güzel bir tatil geçirmek için ideal bir şehir olabilecek konumdadır. Şehirde kış sporları da düzenleniyor.

Kategoriler
Gezmelisin

İNGİLTERE’DE MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN YERLER

Kültürü ve yaşamın canlılığıyla binlerce insanı cezbeden İngiltere, muhteşem doğası, görkemli kale ve şatoları, dünyaca ünlü köyleri ve diğer güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor.

Avrupa turları denildiğinde aklınıza sayısız seçenek geliyor olabilir ancak dünyanın en iyi yerlerinden birisi neresidir deseniz size İngiltere’yi mutlaka görmenizi önerebilirim. İngiltere turları ülkemizden de bir hayli fazla oranda tercih ediliyor. Gerek sosyal yaşam gerekse yapılabilecek aktivitelerin fazla olmasından dolayı Londra turu her zaman tercih nedenlerinin başında gelebilecektir.

İsterseniz İngiltere’yi tanımakla başlayalım. 53 milyon nüfusa sahip olan ülke Batı Avrupa’da bulunan bir ada ülkesi. Dolayısıyla Avrupa’da tarihi ve de turistik bölgeler konusunda başı çekiyor. Bu yazımızda ise İngiltere’de mutlaka görmeniz gereken yerler konusunda bir değerlendirme yapalım istedik.

Londra Kalesi

Londra bilindiği üzere İngiltere’nin başkenti ve bu başkentin tam merkezi noktasında da Londra kalesi bulunuyor. Thames Nehri’ne sıfır noktada olan tarihi kale aynı zamanda turistlerin yoğun olarak bulundukları bir yerdir. Kale Kral William tarafından 1070 tarihinde yaptırılmış. Kalenin surlarına bakınca tam bir şaheserle karşılaşıyorsunuz çünkü kusursuz bir tasarıma sahip. Kalenin yapılma amacı şehrin savunulmasını sağlamaktır ancak bu amacının dışında hapishane, cephanelik, hazine, rasathane gibi farklı amaçlara da hizmet ettiği biliniyor. Londra kalesi başkentin bir simgesi olarak bilinir ve kalenin yılda yüzbinlerce kişi tarafından ziyaret edildiği bilinir.

Westminser Sarayı

Saray hakkında enteresan bir bilgi ile başlayalım. İçerisinde tam 1100 oda bulunuyor. Bu da sarayın büyüklüğü konusunda kafamızda bir fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Saray meclisin de toplandığı bir yapı ve burada Avam kamarası ve Lordlar Kamarası toplantıları yapılıyor. Bu toplantılar nedeniyle de ülkenin en değerli saraylarından birisi konumunda. Saray UNESCO tarafından da dünya mirası listesine eklenmiş.  Saraya dışarıdan ve içeriden baktığınız da muhteşem bir tasarım göreceksiniz. İkonik yapısından dolayı her daim ilgi toplamış. Westminser sarayı Londra’nın en çok turist çeken yerlerinden bir tanesi.

British Müzesi​

Bristish müzesi insanlık tarihine armağan olması için adanmıştır. Müzenin içerisindeki eserlere ve koleksiyonlara baktığımız da dünyanın dört bir yanından değerli koleksiyonları görebiliyorsunuz. Müze içerisinde sekiz milyona yakın eser var.  Müzenin kuruluş tarihi 1753 yılındadır. Geçen 250 yıllı süre içerisinde sürekli de büyüyerek bünyesine eski eserleri de toplamaya devam ediyor. Müze içerisinde en çok ilgi çeken eserler nümizmatik kalıntılar, madalyonlar ve çizimlerdir. Müzeye ilk baktığınız da Pentagona benzetmeniz de mümkün. Bristish müzesi her yıl yüzbinlerce ziyaretçi ağırlıyor.

Windsor Sarayı
İngiltere denildiği zaman saray değil saraylar akla geliyor. İşte bunlardan bir tanesi d Windsor sarayı. Bu sarayın en büyük özelliği içinde çok uzun zaman yaşanılan bir mekan olmasından kaynaklanmaktadır. Saray ortaçağın en maliyetli binası olarak biliniyor. Saray içerisinde Rokoko,gotik ve barok mobilyalar vardır.  Sarayın bir anlamda kaleyi andırmış olduğunu da söyleyebiliriz.
Buckingham Sarayı
Buckingham sarayı 1703 yılında inşa edilmiş. Neo-Klasik mimarisiyle dikkatleri çeken sarayın ismi Buckingham düklerinden gelmekte. Sarayın büyüklüğü 77 bin metrekare ve sarayı 24 metre yüksekliğe sahip burası aynı zamanda Londranın en şaşalı yapılarından olduğu içinde meşhurdur. Buckingham sarayı şu anda İngiliz kraliyet ailesinin de ikamet adresi olarak bilinmekte. Kraliçe burada konaklamaktadır. Saray içerisinde bir hayli fazla bölüm var ve tam 775 odası bulunuyor.

Aziz Paul Katedrali

Aziz Paul katedrali Londra’nın ana kilisesidir. Burası şehrin en yüksek noktasında inşa edilmiş olduğundan dolayı güzel bir manzaraya sahiptir. Katedralin İngiliz barok mimarisi şeklinde tasarlanmış olduğu görülüyor. Katedral 11 metre yüksekliğindedir. 1675 yılında yapımına başlanmış ve 1720 yıllarında yapılmıştır. Londra’nın en meşhur mekanı olarak bilinir. Büyüleyici mimarisi ve mistik havasını görmek istiyorsanız mutlaka görmeniz gerekiyor.
Stonehenge

Burası güzel bir taş yapı olarak bilinir. Bu yapı yapılırken astronomi, geometri ve astroloji gibi bilimler düşünülerek yapıldığı tahmin ediliyor. Yapı biçimlendirilmiş olan 3 taştan oluşuyor.  Ancak yapının başkente 2 saat uzaklıkta olması gidişlerin biraz daha zor olmasına neden oluyor.

Thames Nehri

İngiltere’nin en önemli nehirlerinden bir tanesi ve Londra’nın içerisinden geçtiği içinde önemi büyük. Nehir boyunca yapılmış olan tarihi yapılar hem nehre doğal bir güzellik kazandırmış hem de başkentin görüntüsünü estetik açıdan daha fa güzelleştirmiştir. Nehrin kenarında yürürken kendinizi kaybedebilirsiniz. Ve içerisinde aynı zamanda tekne turları düzenlendiğinden dolayı da ilginizi çekebiliyor. Nehrin 346 kilometrelik bir uzunluğu var. Geniş olması gezebilmenizi kolaylaştırdığı gibi görsel anlamda da size başka bir keyif verecektir. Thames nehri Londra’ya gidenlerin uğrak yeridir ve nehir üzerinde pek çok köprü bulunuyor.

Hyde Park

Londra’nın en büyük kraliyet parkı olarak bilinir. Büyüklüğü 142 hektardır ve dünyadaki en büyük parklar arasında yer alır. Yemyeşil bitki örtüsü gezerken içinizi ısıtacak ve huzur verecektir. Parkın içerisinde kanallar ve birçok hayvan bulunuyor. Özellikle sincaplar, ördekler ve kuğular size özgürlüğünüzü hissettiriyor.  Huzur dolu bir yürüyüş yapmak istiyorsanız park sizin için ideal olabilir. Parkın içinde bisiklet yolları da var ve gitmekle bitmediği için bisiklet sürerken keyif alıyorsunuz.

Tower Bridge (Kule Köprü)

Kule köprü Thames nehrinin üzerinde bulunuyor. Bu şekilde anılmasının nedeni ise Londra kulesine yakın olmasından kaynaklanıyor. Uzunluğu 244 kilometre. Yapılış tarihi 1886’da başlamış ve 1894 yılında tamamlanmıştır.

Kategoriler
Gezmelisin

RUSYA TURUNUZDA BURALARI GÖRMELİSİNİZ

Vize sorunu olmadan doyasıya gezebileceğiniz Rusya’da hem kültürel mirasın hem de doğal güzelliklerin tadına varacak, sanatın mimaride ki en güzel halini göreceksiniz.

Yurtdışı turları arasında pek çok seçeneğiniz var bu anlamda gidilebilecek yerlerden bir tanesi de Rusya. Rusya için kapladığı alana baktığımız da 17 milyon kilometrekarelik dünyanın en geniş arazilerinden birisine sahip diyebiliriz. Üstelik toprakların büyük bir yarısı ormanlarla kaplı olması bu şehre olan ilgiyi de daha fazla artırmakta. Rusya’nın nüfusuna bakacak olursak 145 milyon diyebiliriz bu da bizim ülkemizden ciddi bir nüfus fazlalığına sahip olduğunu gösteriyor.  Rusya gerek tarihi gerekse turizm alanları bakımından dünyanın en gelişmiş şehirlerine sahip bu yüzden de güçlü bir turizmi var diyebiliriz. Rusya’da yüzlerce müze katedral, kale, meydan ve doğal alanlar mevcut bu anlamda Rusya turları her dönem ilgi odağı olmaktan kaçılmamıştır. Rusya’ya geldiğiniz de ilk yapmanız gereken St.Petersburg turuna çıkmak olmalı çünkü bu sayede gezebileceğiniz onlarca yeri görebiliyorsunuz.

St. Petersburg denildiğinde önemli bir kültür merkezi olan Emtia müzesinden bahsetmeden geçmek elbette ki olmaz. Müze denilince Çariçe 2.Katherine akla geliyor. Müze de yaklaşık olarak üç milyon sanat eseri yer bulunuyor. Bu da dünyanın en büyük müzesi olarak kabul ediliyor.  Aslında müze içerisinde çok fazla sanat ederi olmasına karşın bunların yalnızca bir bölümü sergileniyor.

Kremlin Sarayı

Rusya denildiği zaman ilk akla gelen yerlerden bir tanesi Kremlin Sarayıdır. Dünyada nereye giderseniz gidin burayı da görmeniz gerekiyor. Burası saray diye biliniyor olsa da aslında şato demek daha doğru olacak. Devasa bir alana kurulu olan bu sarayın yapım tarihinin yaklaşık olarak 1482 yılında olduğu tahmin ediliyor. Kremlin şeklinde tabir edilen sarayın dünyaca ünlü bir yer olduğu ve tüm dünyanın yakından tanıdığını söyleyebiliriz.  Sarayın özelliğinden birisi de başkentin en merkezi noktasında olmasıdır. Burasının şöhretinin dünyaya yayılmasının nedenlerinden birisi de Rusya Devlet Başkanının ikametgahı olmasıdır. Kremlin sarayı için dünyanın en önemli siyasi noktalarından biri şeklinde tanımlama yapılabilir. Rus mimarisine bakarsak güzel örnekleri görebiliyoruz ancak kremlin sarayı Rusya’nın bir simgesi olarak bilinir. Rusya’ya gittiğiniz de ya da gitmek istediğiniz de gezi listenizin ilk sırasına kremlin sarayını eklemeyi unutmamalısınız.
Rusya o kadar güzel ve tarihi meydanlarla dolu ki sanıyorum ki Kızıl meydan denildiğinde duymayan kalmamıştır.

Kızıl Meydan

Meydan UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor bu nedenle de ününü tüm dünyaya duyurmuştur. Rusya ve başkentin kalbinin bu meydanda attığını söyleyebiliriz. Hem tarihi olması hem de turistik özelliği sayesinde buranın bir kesişim noktası olduğunu söyleyebiliriz. Dünya tarihine tanıklık etmiş bir çok olay bu meydanda yaşanmıştır. Örneğin mitingler, infazlar vs. gösterilebilir. Kızıl meydanın çok köklü bir tarihi var ve bu da 300-350 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Bu meydanın kiliselerle ve heykellerle çevrili olması günün her anında gezen turistleri görmenizi sağlıyor. Kızıl meydan yılın her mevsiminde ziyaretçi akınına uğrayan bir yerdir. Rusya giden birinin kızıl meydanı görmeden gelmesi çok mümkün değildir.
Lenin Mozoles

Lenin’i bilmeyenler için belirtelim. Sovyetler birliğinin kurucusudur ve ünlü bir liderdir. Lenin müzesi Kızıl meydan da bulunuyor. 12 metre yüksekliğinde olan bu mozole meydana geldiğinizde dikkatleri direk üzerine çekiyor. Kırmızı renkte olan mozolenin yanında aynı zamanda Josef Stalin, Ilya Zbarsky, Anna Ulyanova, Alexei Ivanovich Abrikosov gibi Rus devlet adamlarının mezarları da bulunuyor.

Peterhof Sarayı

Peterhof Sarayı ‘da Rusya’nın en büyük merkezlerden birisi olarak bilinen St. Petersburg’da yer alıyor. Burası için kendin değerli simgelerinden bir tanesi diyebiliriz. Oldukça görkemli olduğundan dolayı görülmesi gereken bir yer. Özellikle mimarisine bakacak olursak göz alıcı ancak bahçesi içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Saraya gelen insanların en çok beğendikleri yer Saraya girerken bahçede yürüdükleri yol. Heykellerin arasından geçerek merdivenlere doğru yürümek sanıyorum ki pek çok insanın hayali. Sarayın kuruluşu 1703 yılına dayanıyor. Burası da UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor. Bu nedenle de mutlaka gezmeniz gereken yerlerden birisi diyebiliriz.
Aziz Vasil Katedrali
Kızıl meydan denildiğinde aklınıza yalnızca boş ve büyük bir alan gelmemeli. Kızılmeydan da dik bir şekilde duran Rus harikası bir Katedral vardır. Burası 1555 yılında yapılmıştır. Kremlin sarayı ile manevi olarak eşleştirilir.  Yapıda 8 kubbe var ve müze olarak kullanılıyor. Kubbelerin özelliği ilk yapıldığı dönemde saf altından olmasıydı ancak sonrasında her kubbe farklı renklere boyanarak değiştirilmiştir. Dev bir yapı olması itibariyle görenlerin gerçekten büyülenmesine neden oluyor.  Katedral Rusya’nın en büyük dördüncü dini alanı olarak bilinir. Mimari Fransız olmasına karşın Neo-klasik izler hakim diyebiliriz. Katedralin bir yıl içerisinde yüzlerce ziyaretçi tarafından gezildiği biliniyor. Burası turistik açıdan mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir tanesi.

Rus Devlet Müzesi
Rusya tarihe, sanata ve mimariye önem veriyor dedik ve bu anlamda Rusya devlet müzesi de mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir tanesi. Müze 1895 yılında inşa edilmiş ve o tarihten bugüne kadar da hizmet veremeye devam ediyor. Müze içerisinde Rus halkının değerli sanat ürünleri bulunuyor. Resim ve heykel koleksiyonları da oldukça fazla.  Müze her yıl yüzbinlerce sanatsevere kapılarını açıyor.
Yukarı’ da Rusya’ya gittiğiniz de mutlaka görmeniz gereken yerler hakkında size bilgi vermek istedik.